Gidişin dokunmuyor bana dersem yalan olur,
sen bir yıldız gibiydin benim göğümde,
ya da ne bileyim bir güneş,
veya yağmur gibiydin;
Ne zaman yağacağın belli değil,
bulutlarla kapatmadan göğümü
yüreğime bütün damlalar...
Çizdiğim ufuk karmakarışık şimdi,
dokunduğum herşey elimde kalıyor
neye baksam,nereye gitsem
gidişin bir bıçak gibi saplanıp kanatıyor etimi.
Ve ben ertelenmiş suçlarımı
ve ben ertelenmiş sevinçlerimi
ve ben ertelenmiş ne varsa sana dair
bir ayin saklar gibi saklıyorum yüreğimde
ve sen gidiyorsun biliyorum;
Arkana bile bakmadan,
hiçbirşey bırakmadan,
bir ırmak gibi;
Aktığın yeri aşındırarak karışmak için okyanusuna.
Ben o aşındırdığın,
ben o geri dönüşü olmayan yol,
ben o boynu bükük,
ben o yüreği yanık türkülerden de yanık,
neye sığınacağını bilmeyen;
Afallamış,ufalmış.
Ben yani beynim,
yani ellerim,gözlerim
yani ağzım,dilim
bir ayin saklar gibi saklıyor ertelenmiş suçlarını
ve sana gitme! diyemiyor
sen ise akıyorsun bir ırmak gibi
aktığın yeri aşındırarak karışmak için okyanusuna!...