inliyor yine hafiften
gecenin en tiz halini bilemezsin sen..

tamburi cemil bey’in sesinden
musikinin âlâsını,
ardından kânûn havasını
şevk-i raks-ı kadehler neyler?
sensizliğin boş yanı
olmayınca derdine aşk-ı sefa mı gider?
kulağımdan çıkmaz eşsiz nâmeler
sen lakayt müziğin,
cümbüşlü ezgileriyle bezenmiştin
ne diye anlatıyorum ki sana
sen nereden bilecektin?

eski bir gramofon,gecenin ortasında
hayal-i aşk lafın kısası
karlar altında donmuşcasına
titriyor bedenim/
yüreğinden bir sıcak parça
işlemiyor ruhuma
lisan-ı gazel okumak değil de
bir naz ile almadın ki gönlümü
sen iyiydin,güzeldin de
ben mi kırdım kalbini?

aşk-ı cefadan dönmedik ki serseme
huzur-u aradında ben mi engeldim gecene?
sabr-ı sebat etmedin ki
sadece meyhanelerde mi noksandı hayalin?
cemâlîne bin kat özlem/bin kat aşk
yürekte var mı ki dermanı?

sızlıyor yine hafiften
hem gecesi inliyor sazımın/hem gündüzü
sensizliğin en tiz halini bilemezsin sen..

hayal-i aşk işte
hariçten gazel okumak değil ki derdim..

[son dize için Neslihan YAZICILAR ’a tşk ederim :) ]