6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1368
Okunma
bu şehrin öksüz bırakılmış tarihi ağlıyor şimdi
duvarlarında,
/arnavut kaldırımlı sokakların ahşap evlerinin/
şairler banliyö çocuklarının zayıf ellerini tutarken
ve flaşlar henüz dokunmamışlen emanetlere
sana bir şiir okuyayım mı eminönü’nde?
/ellerimiz ölesiye korkakken
ve züleyha’nın sesi
bir yok ediş türküsü gibi ahenkliyken kulaklarımızda
bu gecenin bitmez karanlığını sustursana
/ben bir kez daha ağlatırken özendiğim şairleri
bir kez daha isterken yazmak tekrar aynı şiiri
.../göçmen gözlerinizde güvercin masumiyeti
istismar edilen gençliğiniz
gözden çıkarılmış hayalleriniz
siz bayan, kaç kez vurgun yediniz?
size bir destan düzmek isterdim
size, ellerinize, ellerinizin başına değdiği çocuklara
gözleri zeytin rengi
gözleri deniz kaçkını
havaya aldanmış
yağmura tutkun...
bu şehrin öksüz bırakılmış tarihi ağlıyor şimdi
bu şehrin unutulmuş kütüphanelerinde
/kurtlanmış, küflenmiş, yontulmuş gururları arasında kitapların
adını unutmuş sahaflar ile...
.../bir kez daha züleyha’nın kulaklarımızı yakan türküsü
ellerimizi titretiyor
ve gözlerimizden kan damlıyor yüreklerimize
______________Galip’in İstanbul’unda
.../Yûsufî bir sedaya muhtaç...
bir yerde/ bir zamanda