35
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
4120
Okunma

(hikayesi)
Ankara –Nallıhan ilçesi Emrem sultan köyüne göreve gittiğimde köy sakinlerinde öğrendim Taptuk emre dergahını…Şiddetle itiraz ettim…Ben Afyon Sandıklı da biliyordum bu dergahı
Sonra Köy öğretmeni bana yedi tane Taptuk emre dergahı daha söyledi…
İşte Ermem sultan köyündeki bu dergahta onlardan biri…Yöre haklı kesinlikle Yunusun ve şeyhinin burada yaşadıklarına inanıyor…sandukaları,tarihi bulguları inceledim ve sanki bir ses bana ikna ol dedi…
Ermem sultan köyü Ankara’ya 150 km. uzaklıkta bulunmaktadır…İşte o gün bu şiiri orada kaleme almıştım paylaşmak istedim...
Girdik yeşil boyalı kapılardan dualarla
Yunus’un dizeleri yazılmış duvarlarda
Sana geldim …
Çarığım yok, abam yok
Nefsimi zincirlere vurdum da geldim ama
Yedi yüz yıl geç kalmışım
Dervişçeyim sopam yok
Bin yıllık bir açlık bu ruhumdaki
Ne himmet
Ne kısmet peşindeyim
En zengin sofralarda açım
Betim bereketim yok …
Yedi yüz yıl geç kaldığım bu dergah
Bana hayaller kurduruyor tarihin içinde
Yunus’un kırk yıl
Eğri odun taşımadığı yaman dağlar
Şimdi hüzünlü bozkır
Bu dergahta yanmış aşk oduna Yunus
Balım Sultan;
Şol çayda yıkarmış saçlarını
Ve bu eşikte koca pir
“Bizim Yunus mu?" demiş …
Şimdi bu dergahta ses seda yok
Uçuşur dört bir yandan Yunus dizeleri …
Yedi yüz yıl geç kaldığım bu dergahta
Şimdi Pir yok
Yunus yok
Yeşil sandukalar içinde
Bir asırlık huzur uykusundadır canlar …
Güya şairim, mahlasım yok
Güya müminim
İhlasim yok
Gelmişim, geç gelmişim de
Kimmiş diye soranım yok
Ben niceyim
Kimim?
Aşık bensem maşuk nerede
El açıp
En temiz kalple Fatiha’mda
En duru ihlasimda tecvidim yok
Ben sana yedi yüz yıl geç kalmışım pirim
Kaç asırdır açım, yoksulum
Sorma sorgulama
Hoş geldin demesen de olur
Sadece bir merhabana muhtacım
Ruhum dostun kollarında ölmeye hazır
Benim ölecek dermanım yok …