2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
984
Okunma
ağlıyorum işte
yalnızlıktan yoruldum
bir akşam üstü ansızın kapı çalmalarını özlüyorum
bazen nedensiz telefon açıp susmalarını
attığın mesajları silmiyorum
bazen gittiğini unutup
sanki akşamında dönecekmişsin gibi
umut bağlıyorum yüreğime
gecenin bir yarısı aklımı sarkıtıp karanlığın içine
seni tutmaya çalışıyorum
olmuyor...
ağlıyorum şimdi
dudaklarımın ucunda sevda sözleri
yazbildiklerim cesaretim
ne tanrısına isyan edecek kadar adamdım ben
nede
sorulduğunda cevap verebilecek kadar cesur
bir süredir bilirkişi raporlarında adım geçiyor
faili meçhul bir cinayetin azmettiricisi olarak manşetlerdeyim
ne kendime kıyacak kadar katildim ben
nede bu hayatın rüzgarına karışıp uçabilecek kadar şair...
ağlıyorum şimdi
duduklarımın ucunda acınası kelimelerimle
aldıgım nefesin yetmediği kadar yorgunum
eski bir şarkıyı duyup anımsamış kadar mutlu
şimdi alıp gururumu ayaklarımın altına
yükselmek hevesindeyim
ağlıyorum
ne sen duyuyorsun bunu
ne de ben inanıyorum
ne sen yanımdasın simdi
ne de ben
avutabiliyorum
sensiz kaldığı ilk gunden beri
yaşamak için mazeretler uyduran beni
şimdi unut bunları
ben hala kırmızı ojelerin,
kızıla yakın siyah saçlarınla
kafiyesini kuramadığım, senin için yazdıklarımla
ve bir türlü kollarında olamadığım hayalinle
ve şimdi unut bunları
ben bırakıpta gidemediğin adam
ben her gün inkar edip
gecesinde sessiz telefonlar açtığın adam
ben
senin kufrettiğin
her sabah yeniden tutulduğun adam
ben,
sen diye
her gün yeniden yaşamaya başlayan adam...
şimdi unut bunları
ya beni gel al bıraktığın yerden
yada birileri bu salonun ışıklarını kapayıp gitsin artık
film bitti...
senin bitti artık dediğinden beri
jenerik müziği çalınıyor
ve hala mutlu sona inanmıyor kız çocukları
mutsuzluğun kadar gerçeğim ben
düğmesine basıp kapatabileceğin kadar yakın
ne bitirebiliyorum bu şiiri
nede yeniden başlayabiliyorum seni sevmeye
ne benim oluyorsun
nede ben seni çıkartabiliyorum aklımdan
ne alıp başını gidiyorsun
ne de
kadınım olup kalıyorsun yanımda
ne inanıyorsun bana
ne de inandırıyorsun kendini
iki kişilik bir oyunda,
ben ışık görevlisiyim
sen yönetmen...
başka yabancılara veriyoruz rollerimizi
sonra oturup en ön sıradan izliyoruz
her yıkılışımızdan sonra geriye kalan
kırmızı harabeleri....