1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
713
Okunma
Gizlimiz saklımız artık kalmadı;
Beyler haberdardır her anımızdan!
Tuttu yakamızı yokluk salmadı;
Sararıp da solduk her yanımızdan!
Paçalar bulaşmış görünmez kirden,
Sadakayla diyet ister fakirden.
Görülünce millet şaşkın hakirden;
Ödün verir olduk biz şanımızdan!
Kemlere bağlandı suların arkı,
Dönmüyor yurdumda adalet çarkı.
Gelen günün dünden kötüdür farkı;
Bizi usandırdı öz canımızdan!
Umacılar geldi girdi araya,
Açgözlü zahitler doymaz paraya.
Tavuk kümesleri döndü saraya;
Şimdi sıkıyorlar gerdanımızdan!
Memleket olunca çekilmez dertlik,
Çok ta yakışıyor beyime sertlik.
Kalmadı yiğitlik yıkıldı mertlik;
Çok şeyler bekleriz merdanımızdan!
Aydınlık yarına gelmiyor sıra,
Damga vuramayız biz bu asıra.
Dokunamaz kimse suçlu kasıra;
Adalet beklerken erkânımızdan!
Yaralı gönüller muhtaçken eme;
Gafil hücum etti bir avuç yeme.
Gaflete düşülüp olunca seme;
Kapkaççılar çıktı meydanımızdan!
Kaldırıp aradan namusu arı,
Yalan söyleyenin sanıldı kârı.
Garip sızlansa da duyulmaz zarı;
Öşür istiyorlar ziyanımızdan!
Muhtaç olmuşuz da kuru soğana,
Borçlar yükleniyor yeni doğana.
Paye verildikçe halkı boğana;
Namert sulanıyor al kanımızdan!
Haksız geçen yıllar güne gün ular,
Ebedi bulandı durulmaz sular.
Çoğunun boynuna takılmış yular;
Umudumuz kesik insanımızdan!
Ömrü yalan olmuş değişmez huyu,
Ehli kâmil değil bulunmaz duyu.
Çeşmeden akıtır zehirli suyu;
Emeksiz beslenir bostanımızdan!
Feyzi’yim çirkine dönüp de bakmam,
Tutsam yakasını asla bırakmam.
Muhannet bağına su olsam akmam;
Canlar alınmasın destanımızdan!
7 Nisan 09 / Ank.