Bir kimsenin beni yüzüme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lazımdır. bısmark
OzanFeyzi
OzanFeyzi

DELİ GÖNÜL GÜLMEDİ

Yorum

DELİ GÖNÜL GÜLMEDİ

( 1 kişi )

28

Yorum

1

Beğeni

5,0

Puan

2593

Okunma

Okuduğunuz şiir 14.3.2009 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
DELİ GÖNÜL GÜLMEDİ

DELİ GÖNÜL GÜLMEDİ

Onulmaz dertlere saldı başımı;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.
Gözümden akıttı kanlı yaşımı;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.

Yıllar yılı gördüm ahı amanı!
Yaşayarak bildim kışı yamanı.
Yiğitliğin geldi geçti zamanı;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.

Bazen ak giyindim bazen karalı,
Hasta düştüm ciğer parem yaralı.
Vefasız bir yâri sardım saralı;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.

Muhabbet bağında kursam da çarşı,
Bir sefa sürmedim ellere karşı.
Kaplarken figanım semayı arşı;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.

Ne günah işledim bilemedim ben,
Böyle bir kaderi dilemedim ben.
Karalı yazıyı silemedim ben;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.

Feyzi’yim yanarım kendi narımdan,
Dağlar taşlar ağlar ahü zarımdan.
Ayırınca kader beni yarımdan;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.


12 Mart 09 / Ank.

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Deli gönül gülmedi Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Deli gönül gülmedi şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DELİ GÖNÜL GÜLMEDİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Muzafferdeveli
Muzafferdeveli, @muzafferdeveli
15.3.2009 19:07:32
Tebrikler çok güzeldi.
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
15.3.2009 19:00:22
Ne günah işledim bilemedim ben,
Böyle bir kaderi dilemedim ben.
Karalı yazıyı silemedim ben;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.

SINAV GELDİĞİMİZ YAŞAM TABLOSUNUN EN KIYMETLİ BÖLÜMÜ...

YAŞACAKLARIMIZ SA PAYIMIZA DÜŞEN BİLMECENİN ÇÖZÜMÜ...

TEBRİKLER...
rua
rua, @rua
15.3.2009 17:17:13
Öncelikle tebrik ederim sizi.

Yorumların geneline bakıldığı vakit beğeni almış bir şiir.Fakat bir yoruma ve sizin o yoruma verdiğiniz cevaplara bakınca biraz şaşırdım.Neden diye sorarsanız eğer izah edeyim size bir kaç cümle ile.

Eğer Halk şiiri ve Şairlerini tartışıyorsak; unutmamamız gereken bazı hususlar var.Mesela

Âşık ve saz şairi sözcükleri anlamdaştır, aralarında ayrım yoktur. Sazşairleri ya da âşıklar

a.Ümmîdirler (okuma yazma bilmezler, hiç öğrenim görmemişlerdir )
b.Saz çalmasını bilirler ( şiirlerini saz eşliğinde söylerler )
c.İrtical (yani hazırlıksız şiir söyleme) başlıca özeliklerdir.
d.Şiirler hece ölçüsüyle yazılır.

(Siz hangi seçenekte karar kılarsanız kabûlümdür )

Âşıkların bir kısmı ise, belirli bir öğrenimden geçtikleri gibi, saz çalmasını da bilirler. Fakat şiirlerini hem hece, hem de aruz ölçüleriyle yazmışlardır ( Âşık Ömer, Gevheri, Dertli, Erzurumlu Emrah gibi).
Hem öğrencim olsanız sizi azarlardım diyorsunuz hem de o yorumun her satırına imzamı atacak olan ben gibi bir Halk şiiri yazmamış fakat Halk şiirinden anlayan birine de hakaret etmiş oluyorsunuz.Bunu çok yadırgadım.
Eleştiri almak hiç bir Şair sıfatına lâyık kişiyi asabiyete sürüklemez.Şair daima ileriyi görür.Hatası var ise hatasını telafi eder.Öğretmen iseniz şayet siz de tüm okuyucular gibi gerçekliğe dayanan o eleştirilerden hakkınıza düşen eleştiri payını alıp teşekkür etmeniz gerekirdi.

Bir de Türk edebiyatında şöyle bir durum var.Ne hikmetse öğretmenler hep Şairlere özenmişlerdir.Tıpkı Şairler gibi şiir yazmak,ozanlar gibi söylemek isterler fakat Tanrı'nın bahşettiği okumakla yazmakla olmuyor.Orjinal diyeyim ben buna...

Türk halk şiirinde ölçü vezin karşılığı ölçü, daha seyrek olarak da tartı terimi kullanılır. Türk halk şiirinde ölçü hece ölçüsüdür. Divanü Lügat-it Türk’te vezin ölçü karşılığı köğ terimi geçer. Hece ölçüsü, Türk dilinin yapısından doğmuştur. Hece ölçüsünde esas, dizelerdeki hece sayısının birbirine eşitliğidir.
Oysa görüyorum ki siz '' durak ''ın ne olduğunu dahi açıklamaktan çekiniyorsunuz.

Sözün özü şudur ki;
İyi şeyler yazmak doğru yazmak adına eleştiri var ise kabul edelim.Ukalâ bir üslupla ben size öğretirim,
azarlarım gibi sözler sarfetmek ne size yakışır ne de aldığınız kurdelaya.

Daha doğru ve hatasız şiirlerinize eleştiri bırakabilmeyi ümid ediyor ve size bu yolda başarılar diliyorum.


Saygılarımla Ozan Feyzi Bey






rua tarafından 3/15/2009 5:27:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hakan İlhan Kurt
Hakan İlhan Kurt, @hakanilhankurt
15.3.2009 15:56:23


“Sevgili Dost:
Bu kadar yüksek bilgini forumlarda dile getirseydin de doya, doya konuşup tartışsaydık. Burası tartışmanın yeri değil diye düşünüyorum. Ancak, şu kadarını söyleyeyim ki, öğrencilerimden biri olsaydınız azarlardım sizi.”

Konuyu forumda dile getirmem için genellik arz etmesi gerekir ki, konu şahsınıza ait bir şiirden ibârettir. Eksik olmasına rağmen ‘Günün Şiiri’ ilân edilmişse bir şiir, şiire yapılan eleştiri şiir sayfasında olmalıdır. Bu bir tartışma değildir. Eleştiriyi kaldıramıyorsanız ve dâhi doğrular ortaya koyulmasına rağmen hâlâ ‘yanlış benim yanlışımdır’ diyorsanız, amennâ… Ayrıca, size öğrenci olabilmem için sizin şiir bilginizden emin olmam gerekir ki, iddia ederim ‘Durak’ın ne olduğunu bilmiyorsunuz…

"Halk Şiiri" konusunda ne kadar bilgi sahibi(!) olduğunuz, benden örnek istemenizden
belli oluyor!”

Sizden konuyla âlakalı örnek istemem, Halk Şiiri’ni bilmediğim anlamına gelmez. Ozanlar her sözü ölçerek, tartarak söyler. Boş bulunmaz. Ve saldırı boyutuna girmeyiniz; her şey bellidir.

"Ozanlarımızın ünlü olup olmamaları, işin doğru olup olmadığına referans olamaz. Ve merak ediyorum, bunlara birkaç örnek verebilir misiniz?" demişiniz, işte birkaç örnek:

Haşarı hey deli gönül haşarı 6+5 (4+4+3 de değerlendirilir) (Bu mısranın durakları 4+4+3’tür. Asla 6+5 değildir!)
Ah ettikçe ala gözler yaşarı 6+5 ( " " ) (Bu mısranın da durağı 4+4+3’tür. Yine asla 6+5 değildir!)
Kerem et sevdiğim çıkma dışarı 6+5 (Bu mısrayı tutturmuşsunuz; 6+5’tir)
Seher yeli zülüfünden tel çalar 4+4+3 (Bu mısrada 4+4+3’tür)
RUHSATİ

Yine bahar geldi bülbül sesinden 6+5 (Evet… 6+5’tir durak!)
Seda verip seslendin mi yaylalar 4+4+3 (Evet… 4+4+3’tür, durak)
Çevre yanın lale sümbül bürümüş 6+5 (Bu mısrada da takılmışsınız; mısranın durakları 4+4+3’tür! 6+5 olması mümkün değildir!)
Gelin olup süslendin mi yaylalar 4+4+3 (4+4+3’tür!)
RUHSATİ

Ne çekerse dertli sinem dağ olmaz 6+5 (Burada da durağı sallamışsınız üstâd, 4+4+3’tür, durak.)
Günler gelir geçer ömür çoğalmaz 6+5 (Doğru 6+5)
Neşterlidir yaralarım onulmaz 4+4+3 (Doğru 4+4+3)
Göğerdi çevresi karalandı gel 6+5 (Doğru 6+5+)
PİR SULTAN ABDAL

Benim uzun boylu servi çınarım 6+5 (Doğrudur, 6+5)
Yüreğime bir od düştü yamarım 6+5 (Yine boşa düşmüşsünüz zirâ durak 4+4+3’tür.)
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim 6+5 (yine yanlış yapmışsınız durakları, 4+4+3’tür)
Mihrabımdır kaşlarının arası 4+4+3 (doğru 4+4+3)
PİR SULTAN ABDAL

““Karacoğlan, Aşık Veysel, Dadloğlu gibi nice ozandan örnekler vermek mümkün; ama burası yeri değil. Bu ozanları okursan görürsün. Onun için halk şiirini iyi incele dedim.””

Halk Şiiri, ses âhenginin yoğun olduğu, ritmik özelliklere sahip bir san’atımızdır. Daha evvelde dedim, ‘tereciye tere satma bâbını geçelim, lütfen… ‘Bu ozanları okursan görürsün’ gibi saçma sapan bir sözü söylenmemiş addediyorum. Halk Şiiri’ni bilip bilmediğime ne siz ne ben karar vereyim; bırakınız başkaları karar versin…

”Diğer konulara gelince: Buradan yanıt verme gereğini görmüyorum.”

Veremezsiniz çünkü doğru olanlar yazılmıştır. Yeniden sıralamaya gerek yok; burada büyüklük edip, kabullenmek yerine meseleyi farklı boyuta taşıma uğraşı görüyorum. Oysa şiir adına bir şeyler yazmıştım ben… Şiirdeki eksiklikleri bir bir ortaya koydum; siz cevap verseniz ne vermeseniz ne?

“Ben yazıp yayınlayan bir ozanım; değerlendirmek okuyucuya aittir. Bu şiire yapılan diğer yorumlar da gerekli yanıtı veriyor sanırım. (yoksa onlar anlamıyor mu?)”

En güzeli nedir biliyor musunuz, ÜSTÂD? Eleştiriye açık olabilmek ve yanlışta ısrâr etmemek, ayrıca doğruları kabullenmek ve saldırı pozisyonu alarak, doğruların üzerini kapamaya çalışmamaktır. Bu şiire yorum yapanların çoğu şiiri okumuyor bile, üstâd… Kopyala, yapıştır dörtlüğü... Ki, şiire yorum yapanların ne derece hece bilgisi var o da ayrıca sorgulanır. Zaten çoğu bir şeyler yazayım OzanFeyzi’ye, OzanFeyzi de gelsin benim şiirimin altına bir şeyler yazsın mantığındadır. Bu sizi yanıltmasın… Ben şiirinizi eleştirmekle Türk Şiiri’ne verdiğim önemi ortaya koyuyorum. Ama sizin işinize gelmeyince daha doğrusu övgüye alışmış hissiyatınız duvara çarpınca birden afallıyorsunuz.

Beni asla ‘azarlayamazsınız’; Haa ben sizin yerinizde olsa idim, yâni OzanFeyzi olsa idim, Kurtbala’yı alnından öperdim. Çünkü Kurtbala’nın yaptığı riyâdan uzak, samimî ve ilmî yaklaşımdır.

Hece Vezni, Türk Şiiri’nin belkemiğidir; kırılırsa, hele de ozanların eliyle kırılırsa, çayırda çimende deli taylar gibi koşan Türk Şiiri yatalak olur.

Ben ‘Kral çıplak’ diyorum ve bunu delilleri ile ortaya koyuyorum.

”Halk şiiri konusunda bu kadar bilgili olduğunuza göre, bu tarzda (11 ve 8 ölçülü) yazılmış eserlerinizi de okumak ve yararlanmak isteriz…”

Size 11 ve 8 ölçülü yazdığım tren yüküyle şiir sunabilirim. Birkaç örnek;

8 Ölçülü (çeşitleme nedeniyle dörtlükler hâlinde sunacağım)

Örnek 1: Ben Irkımın Ozanıyım adlı şiirimden

“Sayram odu sağım solum
Âzam tahtı tünce dolum
Maturidî akıl yolum
Ben ırkımın ozanıyım

Deli dolu soluklarda
Söz tohumu doluklarda
Kopuz kopuz oluklarda
Ben ırkımın ozanıyım”

Örnek 2: Namı Topal Adı Osman adlı şiirimden

“Kars ırakta Havza derin
Dört bir yöne salık verin
Dağda taşta uğrak yerin
Şan kanında zağlı yalman
-Namı Topal adı Osman-“

Örnek 3: Kız Ben Sana Demedim Mi adlı şiirimden

“Kızıl saçın perde perde
Alev saldı nice derde
Yer yatağı gecelerde
Kız ben sana demedim mi?

Mayası ham cevher bilmez
Dokuz düğüm sözü silmez
Kurt duruşu bala gelmez
Kız ben sana demedim mi?”

Örnek 4: Bahar Bahar Açah N’eylim adlı şiirimden

“Dilim telde göçeh n'eylim,
Balasında çiçeh n'eylim...
Yörük ağzım keçe sere,
Al kımızdan içeh n'eylim...”

Örnek 5: Başbağlarım adlı şiirmden

“Yosma yüzler can peşinde
Ak hayâller kan düşünde
Değme kansız puşt işinde
Başbağlarım Başbağlarım

Piç konuşur kurşun dinler
Dağlar ağlar namlu inler
Kefenlenmiş kordan kinler
Başbağlarım Başbağlarım

Hınca düğüm vakit darı
Kucaklarda ölüm nârı
Kul tespihte zârı zârı
Başbağlarım Başbağlarım”

11 Ölçülü (çeşitleme nedeniyle dörtlükler hâlinde sunacağım)

6+5’ e örnek

Örnek 1: Kimler Ağlamıştır Kimler Gülmüştür adlı şiirimden

“Aydışar hatırât aydışar hele
Cağıl cağıl geder gözyaşım sele
Misk û amber dolun vermişem yele
Çemen ürüyandan yolduğun menem
Her söher başında bulduğun menem“

Örnek 2: Tanrım Yüz Çevirme Kavga Fendimden adlı şiirimden

“Onbin yıl dirliğim farkım birliğim
Tahtım üçüm yedim kırkım birliğim
Yedi iklim hükmüm ırkım birliğim
Kalkanlar mızraklar yaylar dirilir

Atam ötem harsım yurdum çağlarda
Yirmidört boy çiçek açan bağlarda
Avlandığım yüce yalçın dağlarda
Güreşler tutulur toylar dirilir”

Örnek 3: Bir Türkü Duyarım Aşka Kâdemdir adlı şiirimden

“Bir türkü duyarım Buğa Dağı’ndan
Bir türkü ansızın vakte yetirir.
Güzel sûretinden yâren bağından
Gönül sohbetinden odlar yatırır.

Bir türkü duyarım özge dilimde
Halıda heybede çulda kilimde
Çekiç-örs arası aklıselimde
Kara saç ağartıp döşe oturur”

Örnek 4: De Ki Goca Dünyâ Kime Galardı adlı şiirimden

“Yagtılar bolardı göyçe benzimden
Yagtılar yüpekten göyü yalardı
Bed galan ne varsa gelub genzimden
Kör feleh çarhında daşa çalardı

Baş koşmaynan tünde çiğnim gerende
Çırpınşar yarpahlar galem yerende
Gırk meylis gapudan barka girende
Uyat eyleyub men öyüt salardı

Tutarga göynümü dertte permanlar
Duşağım bolardı serde ermanlar
Yorga yörüşli tay dolan hermanlar
Taralı yakımlı mihman alardı“

Örnek 5: Feryâd-ı Figânı Neşe Saydılar adlı şiirimden

“Vurdular usulca kelâm eyleyip
Vurdular iz’andan hazlar peyleyip
Onlar ki âlemi gökle meyleyip
Akl-ı selim yaşı keşe saydılar

Kurtbala ceht edip sefir tadında
Firarî ömürde mihman adında
Onlar ki ondurmaz Elif yâdında
Feryâd-û figanı neşe saydılar”

4+4+3’e örnek

Örnek 1: Göy Gözel adlı şiirimden

“İymanımdır gülcek gözel göy gözel
Gözelliği esrik başa mey gözel
Cağıl ganım gızgınlığım yadigâr
Mendeki men sene galmış ey gözel

Torpagdandı hamur edib bar etmiş
Nefesiyle şol gövdeyi nâr etmiş
Ol tanrı ki sene gövne yâr etmiş
Tek tanrıdan galemime ay gözel

Hayy demese gocca dağlar nicedir
Alaz gırlar çemen bağlar nicedir
Göy asuman kime ağlar nicedir
Cümle nebât yâdındadır duy gözel”

Örnek 2: Ertuğrul Gâzi adlı şiirimden

“Kara çadır gölgesinden ter doğar.
Her iklimde parıldayan fer doğar.
Bilge Koca öğüdünden Ertuğrul,
Yerim yurdum Türkmen obam der doğar.

Hayme Hatun yazmasının alında
Kırk çiçekten kır kokulu balında
Ertuğrul’un salkım saçak dalında
Yetmiş ilde yetmiş beylik yer doğar

Han Oğuz’un tunç yürekli boyundan
Yer dağlayan dağ eriten huyundan
Günlemeli kara kazan suyundan
Ebe Hatun ellerinde er doğar”

Örnek 3: Derviş Baba adlı şiirimden

“Boyçeçağlar kar delende dikine
Kövrek cengden od yatırar köküne
Aşıhların omuz verib yöküne
Eşitmisen koşuğların dem edir
Cümle nefis yohluğunda cem edir

Derviş Baba ağ kaftanın geyerdin
Bahıp mene eyle boynun eyerdin
“Türkman oğul, Gurt Balası” deyerdin
Men duyam ki Derviş Baba derdi ne
Albız çöküb guşluğ vahti merdine…”

Örnek 4: Benim Sırtımdaki Hançer Kadar Beslediğim Köpek Var adlı şiirimden

“Bir gül alı bir menekşe moruyla
Uyku nedir salık bin bir soruyla
Aman vermez yanardağlar koruyla
Dört bir yandan sarılmışsın baskın var!

Katar olmuş onmaz derde can nedir?
Akşam nedir gece nedir tan nedir?
Nedir söyle damar nedir kan nedir?
Ayağa kalk vurulmuşsun baskın var!”

Örnek 5: Gel Sanadır Ey Aklımın Zoru Gel adlı şiirimden

“Aş ekmeğim uykularım dilesin
Şakağımdan buz terimi silesin
Geldiğini kimse görmez bilesin
Gel yanıma bulanma hey duru gel

Pak mayadan helâl sütten erine
Cem tutanda aklıselim serine
Kuşan da gel gökçe postun yerine
Dik başımda yanardağın koru gel”

”Başarı dileklerimle selam ve sevgiler sunarım.”

Ben de size başarı dileklerimi arz ediyorum.

Ve hâlâ bana Türkçe öğretmenizi, Halk Şiiri'nin incelikleri hakkında bilgilendirmenizi ve yorumun nasıl yapılacağına, hece şiirinin ne olduğuuna dâir düşüncelerinizi aktarmanızı umud ediyorum.

galatasaray
galatasaray, @galatasaray
15.3.2009 14:36:31
hüzünlü ve bir o kadar da anlamlı ve güzel şiirinize kurdale yakışmış
kutlarım
başarınız daim olsun
selamlar
namıkcem
namıkcem, @namikcem
15.3.2009 14:10:08
hakettiği yerde
kutluyorum
namık cem
ss_berceste
ss_berceste, @ss-berceste
15.3.2009 13:41:04
ozanca ve ustaca.
tebrikler.
sevgi ve saygılar...
cebirin  defteri
cebirin defteri, @cebirindefteri
15.3.2009 07:51:42
Yüreğiniz dert görmesin. Tebrik ederim. Saygılar.
Hakan İlhan Kurt
Hakan İlhan Kurt, @hakanilhankurt
15.3.2009 05:30:17

"Sevgili Dost:
Halk şiirinde 6+5 ile 4+4+3 ölçüsü birlikte kullanılmaz diye bir kural yoktur. Ayrıca örnek verdiğiniz de 6+5 ölçüsündedir. (Gamda kaldı deli (6)+ gönül gülmedi (5).. Karışık kullanılmaz diye kural olmamısına karşın, hangi ölçüde başlanmışsa o ölçüde bitiren bir ozanım.. Ünlü ozanlar da hep karışık kullanmışlardır..
Diğer yazdıklarınıza gelince; "Halk Şiiri" ni iyi incelemeniz ve iyi öğrenmenizi tavsiye ederim. Çünkü hece şiirini yazarken ve bir şiire yorum yaparken gereklidir.Hele Türkçe'yi iyi bilmek daha çok önemlidir..
Yorumun için teşekkür ederim. Selam ve sevgilerimle..." OzanFeyzi



Nezâketiniz nedeniyle teşekkürlerimi arz ederim, OzanFeyzi üstâd... Verdiğiniz cevap ile bir anlamda beni hem bir gönül sohbetine buyur ettiniz, hem de Türk Söz İlmi hakkında düşüncelerimi açıklamama vesile oldunuz; bahtiyârım.

“Halk şiirinde 6+5 ile 4+4+3 ölçüsü birlikte kullanılmaz diye bir kural yoktur.”

Türk Söz İlmi, disipline edilmiş bir sistem içerisinde seyir hâlindedir. Türk Halk Şiiri ise, disipline edilmiş bu sistem içerisinde en hassas konumda olan bir başlıktır.

Halk şiirinde 6+5 ile 4+4+3 ölçüsünün bir arada bulunmaması gibi bir kuralın olmaması demek, şiirdeki bozulan disiplini ya da düzensizliği görmememiz anlamına gelemez. Ki, bu kaliteli bir sitede ‘Günün Şiiri’ ilân edilen bir şiir ise, mutlâk sûretle görmemiz/göstermemiz gereken bir durumdur. Zirâ, örnek teşkil etmektedir.

“Ayrıca örnek verdiğiniz de 6+5 ölçüsündedir. (Gamda kaldı deli (6)+ gönül gülmedi (5).. Karışık kullanılmaz diye kural olmamısına karşın, hangi ölçüde başlanmışsa o ölçüde bitiren bir ozanım..”

Ben sadece bir örnek verdim:
-Gamda kaldı deli gönül gülmedi-
Bildiğim şudur ki, ‘deli gönül’ Türk Halk Şiiri’nin vazgeçilmez sıfat tamlamalarından birisidir. Ve söz konusu mısranın durağıyla okunuşu şu şekildedir:
-Gamda kaldı(4) deli gönül(4) gülmedi(3)-
“Gülmedi.” Kim gülmedi? Deli gönül... “Gamda kaldı.” Kim gamda kaldı? Deli gönül...
Yanılıyorsam, sitemizde birçok değerli Türk Edebiyatı eğitimi almış öğretmen/dost/arkadaş mevcuttur.

Yoksa, sizin duraktan anladığınız yâ da durak zannettiğiniz ‘mısradaki hecelerin sadece sözcüklerden bölünmesi’ mi?

Ayrıca ben sadece bir tane örnek verdim. Madem söz açıldı, şiirin tamamındaki durakları sırlayayım, müsâdenizle:

Onulmaz dertlere saldı başımı; 6+5
Gamda kaldı deli gönül gülmedi. 4+4+3
Gözümden akıttı kanlı yaşımı; 6+5
Gamda kaldı deli gönül gülmedi. 4+4+3

Yıllar yılı gördüm ahı amanı! 6+5
Yaşayarak bildim kışı yamanı. 6+5
Yiğitliğin geldi geçti zamanı; 4+4+3
Gamda kaldı deli gönül gülmedi. 4+4+3

Bazen ak giyindim bazen karalı, 6+5
Hasta düştüm ciğer parem yaralı. 4+4+3
Vefasız bir yâri sardım saralı; 6+5
Gamda kaldı deli gönül gülmedi. 4+4+3

Muhabbet bağında kursam da çarşı, 6+5
Bir sefa sürmedim ellere karşı. 6+5
Kaplarken figanım semayı arşı; 6+5
Gamda kaldı deli gönül gülmedi. 4+4+3

Ne günah işledim bilemedim ben, 6+5
Böyle bir kaderi dilemedim ben. 6+5
Karalı yazıyı silemedim ben; 6+5
Gamda kaldı deli gönül gülmedi. 4+4+3

Feyzi’yim yanarım kendi narımdan, 6+5
Dağlar taşlar ağlar ahü zarımdan. 6+5
Ayırınca kader beni yarımdan; 4+4+3
Gamda kaldı deli gönül gülmedi. 4+4+3

“Ünlü ozanlar da hep karışık kullanmışlardır.”

Ozanlarımızın ünlü olup olmamaları, işin doğru olup olmadığına referans olamaz. Ve merâk ediyorum, bunlara birkaç örnek verebilir misiniz?

“Diğer yazdıklarınıza gelince; "Halk Şiiri" ni iyi incelemeniz ve iyi öğrenmenizi tavsiye ederim. Çünkü hece şiirini yazarken ve bir şiire yorum yaparken gereklidir.Hele Türkçe'yi iyi bilmek daha çok önemlidir..”

Bunu bana demenize şaşırdım, doğrusu... Bilmediğim bir konuya müdâhil olmama gibi prensibim vardır. Ama yine de ben alçakgönüllü olayım ve mümkün olan zamanlarınızda bana Türk Halk Şiiri konusunda eksiklerimi öğretiniz. Bu cümlem, hece şiiri yazma konusunda da, bir şiire yorum yapma konusunda da geçerlidir, üstâdım.

Türkçe’yi bilmek... Bu konuda da yardımınıza ihtiyacım olacağı mutlâktır.

“Yorumun için teşekkür ederim. Selam ve sevgilerimle...”

Ben size teşekkür ederim, üstâdım. Şimdi izninizle şiirinizi baştan sona inceleyeyim:


“DELİ GÖNÜL GÜLMEDİ”

Çok klasik bir başlık... Özellikle hece şiirinde... Hece Şiiri’nin birçok meydanlarında, dağlarında ve ovalarında mevcut ve mevcuda yakın kullanımlar vardır.

Ayrıca, şiir başlığının ‘Deli Gönül Gülmedi’ olarak ilânı, Üstâd OzanFeyzi Bey’in “Gamda kaldı deli (6)+ gönül gülmedi (5)” sözünü de boşa düşürmektedir.

“Onulmaz dertlere saldı başımı;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.
Gözümden akıttı kanlı yaşımı;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.”

Onulmak... Anlam itibâriyle Onulmak, 1) İyileşmek, 2) Düzelmek anlamındadır. Deli gönlün, başı iyileşmez/düzelmez dertlere salması ve sonra da gamlanması/tasalanması... Ve gülmemesi... Ardından yine deli gönlün, kanlı yaş akıtması... Sonra yine gamlanması ve gülmemesi...

Deli gönül, aşkın ıstırap velvelesidir. Şâiri/Ozanı/Üstâdı öyle bir hâl içine sokmuştur ki, sonra da mesût bir gün görememiştir(gülmedi).

Kâfiye: a/b/a/b ‘ımı redifi kullanılmıştır; ‘aş’ Tam Kafiye kullanılmıştır.
Ölçü: 6+5 // 4+4+3 // 6+5 // 4+4+3
Ses: Halk Şiiri’dir ki, ses mutlâka iyi olmak zorundadır.
Sözcük Kullanımı: Normal

“Yıllar yılı gördüm ahı amanı!
Yaşayarak bildim kışı yamanı.
Yiğitliğin geldi geçti zamanı;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.”

Yıllar yılı görmek... ‘görmek’ sanırım ‘yaşamak’ anlamında kullanılmıştır. Ancak, ‘yıllar yılı görmek’ anlatım bozukluğu meydana getirmiştir. ‘yıllar yılı yaşadım’ denilmeli idi ki, bu durumda hece oturmayacaktı. Bunun yerine ‘yaşadım ve gördüm’ denilebilinirdi. Âh ve aman... Âhın anlamı, 1) Feryât hâli, 2) Beddua, ilenme... Amanın anlamı, 1) Yardım tâlebinde bulunmak, 2) Af dilemek, 3) Ricâda bulunmak, 4) Usanç hâli... ‘âhı amanı’ ne birbirlerine yakın sözcükler, ne birbirlerini tamamlayan sözcükler ve dâhi ne de birbirlerine zıt sözcükler ki, pekiştirme yâ da hâl üzere kullanılabilsin...

‘Yaşayarak bilmek’ bir önceki mısrada olduğu gibi ‘yaşayarak görmek’ şeklinde değerlendirebilinir. Devâmla, ‘kışı yamanı’ tamâmen hece ve kâfiye kaygısı olarak değerlendiriyorum. ‘yaman kış’ sıfat tamlaması orijinal hâlidir.

Mısralardaki anlatım bozukluğu anlamı zorlaştırmıştır.

Kâfiye: c/c/c/b ‘ı’ redifi kullanılmıştır; ‘aman-yaman ve aman-zaman’ Tunç Kâfiye, ‘aman-yaman-zaman’ Zengin Kâfiye kullanılmıştır.
Ölçü: 6+5 // 6+5 // 4+4+3 // 4+4+3
Ses: Malum üzere...
Sözcük Kullanımı: ‘yıllar yılı görmek’ - ‘âhı amanı’ - ‘yaşayarak bilmek’ - ‘kışı yamanı’ geniş değerlendirme yukarıda izâh edilmiştir.

“Bazen ak giyindim bazen karalı,
Hasta düştüm ciğer parem yaralı.
Vefasız bir yâri sardım saralı;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.”

Son iki mısra çok güzel... Ancak, ilk iki mısrayı inceleyelim. ‘bazen ak giyinmek bazen karalı’... Sanırım düzgün olanı şöyle olmalı idi; “Bazen ak giyindim, bazen kara” Bazen iti hâli bazen de kötü hâli belirtmek maksâdıyla kaleme alınmıştır. İkinci mısrada Üstâd Ozan Feyzi Bey, hâzin hâli belirtmek istemiş; ‘hasta düştüm ciğer parem yaralı’... Bunu da ciğer parçam yaralandı hasta düştüm şeklinde yorumladığımızda sanırım doğru olanı yapmış oluruz ve mısrayı kurtarırız.

Kâfiye: d/d/d/b ‘karalı-yaralı’ ‘lı’ redifi kullanılmıştır; ‘karalı-yaralı-saralı’ Zengin Kâfiye kullanılmıştır.
Ölçü: 6+5 // 4+4+3 // 6+5 // 4+4+3
Ses: Malum üzere...
Sözcük Kullanımı: ‘karalı’...

”Muhabbet bağında kursam da çarşı,
Bir sefa sürmedim ellere karşı.
Kaplarken figanım semayı arşı;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.”

Birinci mısra ile ikinci mısra çelişkili bir anlatım gibi görünürken ‘kan kusup kızılcık içtim demek’ gibi yorumladım. Fakat, üçüncü mısrada ‘figân’ı görünce sanırım bir anlatım bozukluğu var diyorum. Bir de ‘muhabbet bağına çarşı kurmak’... ‘çarşı’ ne derece uygun kullanılmıştır ayrıca düşünülmesi gereken bir mevzuudur. Üçüncü mısrada, ‘semâyı arşı’ dikkât çekicidir. Semânın anlamı, ‘gök, gökyüzü’dür; Arşın anlamı, ‘gök, göğün en yüksek katı’dır. Bir bakıma ‘semâ ve arş’ eşanlamlıdır. Doğru kullanılmamıştır, mısrada...

Kâfiye: e/e/e/b ‘arşı-karşı ve arşı-çarşı’ Tunç Kâfiye, ‘çarşı-karşı-arşı’ Zengin Kafiye kullanılmıştır.
Ölçü: 6+5 // 6+5 // 6+5 // 4+4+3
Ses: Malum üzere...
Sözcük Kullanımı: ‘çarşı kurmak’... ve ‘semâyı arşı (anlamdaş)’

”Ne günah işledim bilemedim ben,
Böyle bir kaderi dilemedim ben.
Karalı yazıyı silemedim ben;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.”

Güzel bir dörtlük... Çekilen sıkıntıları, bir günâhın bedeli olarak görmek... Kişinin kendi kendini sorgulaması...

Kâfiye: f/f/f/b ‘emedim ben’ ve ‘medim ben’ redifleri kullanılmıştır; ‘bil-sil’ Tam Kâfiye, ‘dile-bile-sile’ Zengin Kâfiye kullanılmıştır.
Ölçü: 6+5 // 6+5 // 6+5 // 4+4+3
Ses: Malum üzere...
Sözcük Kullanımı: Normal

”Feyzi’yim yanarım kendi narımdan,
Dağlar taşlar ağlar ahü zarımdan.
Ayırınca kader beni yarımdan;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.”

Üstâd OzanFeyzi Bey, mahlâsını güzel bir şekilde kullanmıştır, son dörtlükte... Kişinin ‘kendi nârında yanması’ son derece anlamlıdır. Devâmla, dağların taşların Üstâd’ın ağlamasına (âh u zâr) görünce dayanamayıp, ağlamaları...

Üçüncü mısrada Üstâd OzanFeyzi Bey’in Türkçe konusunda bilgisine başvurmakta fayda vardır. Üçüncü mısrada kullanılan ‘yarımdan’ ‘yârimden’ midir, yoksa ‘yarımdan’ mıdır? Ben yazım şekline göre kaderin sizi ‘yarı’nızdan ayırdığını düşünerek kâfiye değerlendirmemde ‘yarı’ olarak aldım.

Kâfiye: g/g/g/b ‘ımdan’ ve ‘mdan’ redifleri kullanılmıştır; ‘nâr-zâr’ Tam Kâfiye, ‘nârı-yarı ve zârı-yarı’ Zengin Kâfiye kullanılmıştır.
Ölçü: 6+5 // 6+5 // 4+4+3 // 4+4+3
Ses: Yine mâlum...
Sözcük Kullanımı: Normal


Genel Değerlendirme (Tekrârdır)

6 dörtlükten oluşma şiirin tam 4 adet dörtlüğü 'ı' harfi düzeneği ile kâfiyelendirilmiştir. (1., 2., 3. ve 4. dörtlükler) Diğer iki dörtlük de 'n' harfi düzeneği ile kâfiyelendirilmiştir. Böylesi kısa şiirlerde, bol çeşitli harf düzenekleri kafiyelendirme yapılabilinirken Üstâd, 29 harfli âlfabemizin sadece iki harfini, ‘ı’ ve ‘n’ harflerini kullanmıştır.

‘Ünlü ozanlar’ böyle yapmamıştır.


Ek Not

Bana “Hele Türkçe'yi iyi bilmek daha çok önemlidir.” diyen Üstâd OzanFeyzi Bey’in, şiirdeki Türk Dili’nin kullanımına, İmlâ Kuralları’na ve noktalamalara özellikle dikkât etmesi gerekirdi. Sanırım Üstâd, bu sözü söylerken boş bulundu. Türk Dili konusundaki hassasiyetimi bir şiirimle iletmek isterim:


Tanrım Erek Eylesin Öz Dilimi Öz Koysun


'Şimden girü hiç kimesne kapuda ve divânda ve mecâlis ve seyrânda Türkî Dili'nden gayrı dil söylemeye...' Karamanoğlu Mehmet Bey (13 Mayıs 1277)


Yığınlarda yılgınlık mahâllerde solgunluk
Alperenler yürüsün kırk yokuşu düz koysun
Bel dağlayıp zamanda er büyüten olgunluk
Demir dağlar hatrına yetmiş körük köz koysun

- Tanrım erek eylesin öz dilimi öz koysun -


Bir yazgıdır metânet kudret sağan fendine
Nam derlerken tarihe kuş uçurmaz bendine
Bir damlacık zahmeti çok görürken kendine
Hangi dirlik mühleti gök harsıma göz koysun

- Tanrım erek eylesin öz dilimi öz koysun -


Çağlar aşıp türeyen dalga dalga yürüyen
Çamçaklarla esrimiş bozkırları sürüyen
On bin yıldır acunda gönülleri bürüyen
Kocamışlar bilgeler el vermeye yüz koysun

- Tanrım erek eylesin öz dilimi öz koysun -


Bulağların başında boz bulanık salında
Onmaz tünler ardında seher tahtı alında
Etek tutan kızların kor bakışlı yalında
Alpozanlar çağlasın kopuz kopuz söz koysun

- Tanrım erek eylesin öz dilimi öz koysun -


Yokluk bende yok olsun alınyazım sözümdür
Koşuk koşuk şad eden dosta nâzım sözümdür
Kurtbala’yım sözümdür erim kızım sözümdür
Türkçe dilim yaşasın Türk ilimi öz koysun

- Tanrım erek eylesin öz dilimi öz koysun -


10 Mayıs 2006 // T A R S U S

Hakan İlhan Kurt (Kurtbala mahlâsımdır.)



Hakan İlhan Kurt tarafından 3/15/2009 5:42:40 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ceyda GÖRK
Ceyda GÖRK, @ceydagrk
15.3.2009 04:39:45
hece beni her zaman şiire çağırır...
has ve öz şiirin temelidir...bu şiir de buna hoş bir örnektir...

kutlarım ozanım...selam ile...aşk daim olsun...cg
munır
munır, @munir
15.3.2009 02:39:42
dost'a

yürüdüm dağlarda derman kalmadı
ektiğim buğdayı harman sarmadı
koyuldum yollara kervan almadı
delibaşım senin gülmedi yüzün

neyleyim garibin naçar kalmışım
yolyordam bilmez kaçar kalmışım
derdimi yollara açar kalmışım
delibaşım senin gülmedi yüzün

fevzi yanmış narla gülmemiş yüzü
söyleyip söylenmiş tatmamış hazı
dost ile dost sohpet etmeli bazı
delibaşım dostun silmedi yüzün

sevgili ozan şiiriniz öyle etkiledi ki beni yazıverdim bende üç kıt'a size.sevgi ve saygılarımla.



munır tarafından 3/15/2009 2:41:43 AM zamanında düzenlenmiştir.
kutbo
kutbo, @kutbo
15.3.2009 01:59:24
Tebrikler.
..
Güzel dizeler
MA
MAVI MARTI, @mavimarti
15.3.2009 01:19:27
mani-sal yada mani-dar bir siir,koyumun ozanlarinin tadinda,saza soze gelsin derim,elinize dilinize saglikla.

MAVI MARTI tarafından 3/15/2009 1:20:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
FirariDeliMavi DeliGüverc
FirariDeliMavi DeliGüverc, @firaridelimavideliguverc
15.3.2009 01:02:41
Ozanın kalemi de kelamı da farklıdır, asırlar geçer şiirler okunur bazısı kalır bazısı unutulur, şiiri şiir yapan ise duygudur bunuda en güzel ozan kaleme alır yüreğinize sağlık hocam

FirariDeliMavi DeliGüverc tarafından 3/15/2009 1:04:11 AM zamanında düzenlenmiştir.
Hakan İlhan Kurt
Hakan İlhan Kurt, @hakanilhankurt
15.3.2009 01:01:40
günün şiirini ve şairini kutlarım....

seslenişim şudur;

"bazı mısralar 6+5 iken bazı mısralar 4+4+3 şeklindedir.

6+5'e örnek,
-Onulmaz dertlere saldı başımı-

4+4+3'e örnek,
-Gamda kaldı deli gönül gülmedi-

ayrıca, bazı mısralardaki yinelemeler kökten ayrıdır. Örnek,
-Bazen ak giyindim bazen karalı- (Bazen ak giyindim bazen kara)

6 dörtlükten oluşma şiirin tam 4 adet dörtlüğü 'ı' harfi düzeneği ile kafiyelendirilmiştir. (1., 2., 3. ve 4. dörtlükler) diğer iki dörtlük de 'n' harfi düzeneği ile kafiyelendirlmiştir. Böylesi kısa şiirlerde bol çeşitli harf düzenekleri kafiyelendirme yapılabilinirdi. alfabemizde 29 harf mevcuttur."



yeniden günün şiirini ve şairini kutluyorum... başarılar..
gül peri
gül peri, @gulperi
15.3.2009 00:36:01
Ne günah işledim bilemedim ben,
Böyle bir kaderi dilemedim ben.
Karalı yazıyı silemedim ben;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.

Feyzi’yim yanarım kendi narımdan,
Dağlar taşlar ağlar ahü zarımdan.
Ayırınca kader beni yarımdan;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.



Gönülden çıkan duygular pınardan akan berrak sular gibi dizelere öyle güzel akmış ki.
insan okudukça okuyası geliyor.
Çok beğendim.elinize gönlünüze sağlık.Tebrik ederim.
Selam saygılar.
bab-ı ali
bab-ı ali, @bab-iali
15.3.2009 00:34:38
tanıdık sanki eski bir dost gibi. bilmem belki de daha önce çaldı kalbimin kapısını bu şiir. başka bir şehirdeyken ben ya da başka bir bedendeyken kimbilir açn olmadı kapıyı ve uslanmadı deli şiir gene geldi hoşgeldi
Leyla Demirli ( Usta )
Leyla Demirli ( Usta ), @leylausta
15.3.2009 00:27:47
Muhabbet bağında kursam da çarşı,
Bir sefa sürmedim ellere karşı.
Kaplarken figanım semayı arşı;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.


Bir ozan kaleminden çıktığı her halinden belli
başarılı bir koşma...
Birde ozanın sazından sözünden dinlemek var bu şiiri.

Günün hece şiirini ve şairini kutluyorum


Saygımla...
Gönül Çakı
Gönül Çakı, @gonulcaki
15.3.2009 00:15:55

delidir evet...bilirim...

Gönül'e sevdâ ne çâre
yanar sînesinden
ağlaşıp söyleşir
tiz çargâh perdesinden...

gülemez evet...bilirim...


kutladım ,güzel şiir...
sahaf
sahaf, @sahaf
15.3.2009 00:07:01

Günün şiirini yaratan şairi kutlarım

Duygu aktarımı güzel akıcı bir şiirdi


Sevgiyle...şiirlerle kalın
çölgüneşi
çölgüneşi, @colgunesi
15.3.2009 00:04:16
Güzel bir şiir. Yazan kalemi kutlarım.Saygılarımla...
Afet İnce Kırat
Afet İnce Kırat, @afet-ince-kirat
15.3.2009 00:03:49
yürekten kutlarım başarınızı ve şiirinizi. gerçekten güzeldi.
emine demircan
emine demircan, @eminedemircan
14.3.2009 15:17:23
yüreğinize sağlık süperdi.su gibi akıııııııııp gitmiş.saygıyla kalın.
Babacan24
Babacan24, @babacan24
14.3.2009 14:30:30
güzel bir şiir okudum yürekten kutlarım
kaleminiz daim olsun
başarılar dilerim Saygılar efendim
namıkcem
namıkcem, @namikcem
14.3.2009 12:01:46

Ne günah işledim bilemedim ben,
Böyle bir kaderi dilemedim ben.
Karalı yazıyı silemedim ben;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.
..
kutluyorum güzelliği..
namık cem
ahmet umut
ahmet umut, @ahmetumut
14.3.2009 11:38:05
eyzi’yim yanarım kendi narımdan,
Dağlar taşlar ağlar ahü zarımdan.
Ayırınca kader beni yarımdan;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.
Sayfanızı ilkkez ziyaret ediyorum...
uğradığıma değdi..
Güzel gönül dizeleri..Kutlarım saygılar
ümit zeki soyuduru
ümit zeki soyuduru, @umitzekisoyuduru
14.3.2009 11:27:37
Ne günah işledim bilemedim ben,
Böyle bir kaderi dilemedim ben.
Karalı yazıyı silemedim ben;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.

Feyzi’yim yanarım kendi narımdan,
Dağlar taşlar ağlar ahü zarımdan.
Ayırınca kader beni yarımdan;
Gamda kaldı deli gönül gülmedi.




Güzel dizelerinizi yürekten kutluyorum.
Saygı ve selamlarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL