3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1227
Okunma
parmaklarımın ucunda küfre dönüşüyor minnettarlık duaları..
kalbimin kırıklarını biriktirip kolye yapıyorum boynuma
kaza süsü veriyorum intiharıma
kim görse, duysa takdir-i ilahi diyecek
zaten son günlerde
ilahi güç sadece ölümleri takdir eder oldu..
hiçbir yaşam kutsal sayılmıyor
ve her hayal kırıntısı gerçeğe yüz metreden fazla yaklaşırsa vuruluyor..
tutkunun gücünü aldatılınca anlayan yabani hayvanlar gibiyiz..
biri canımızı yaksa
kıyamet oluyor üzerine yağıyoruz.
bazen mazseret bile aramıyoruz bunun icin..
karambolde bırakılmış pozisyon gibiyiz,
tanrı bile sadece izliyor..
sorumluluk iki ucu kızgın demir parçası.
insan sadece mecbur kalırsa üstleniyor..
kaza süsü veriyorum intiharıma..
aşık olduğum kadın bile yanlışlığın farkında değil
yarın sabah günes doğar diye uykuya dalıyor bu ruhlar...
yarın doğacak güneş olmasa
kimse inanmayacak tanrısına..
ve belkide bu yuzden
öldükten sonra hayat var diye pazarlığa girişir kullar
tanrılarıyla..
ve hiçbir tanrı yok demez...
ve her tanrının koşulları vardır vaatleri için..
günümüz politikacıları gibi...
öldükten sonra köseyi döndük demektir ha gayret...!!!
kaza süsü veriyorum intiharıma
tanrımın bana vereceği cezayı en aza indirgemek icin
dualar ediyorum artık geceleri
korkuyorum
hala tek başıma ıssız bir çölde soğuktan donuyorum
bedenimi sıcak kumlara gömsemde
eksi altı derecede buz tutuyor yanlızlığım...
ellerimde vaat edilebilecek zaferler yok
son yıkımımın
en ön sırasını ayırdım sana
izlediklerine dayanabilmen icin tanrıma dua ettim
kalkıp giderken sen
dur diyemedim
şimdi geri gelmiyorsun diye kurşuna dizdiğim
benim bencilliğim...
doğru düzgün bir cümle kurmaktan aciz
kurmarlar oynuyorum yaralı ruhumun üstüne
şeytanın, ırzına geçtigi bir faniyim ben
kaçınılmazdan zevk alırken bağımlısı
yüzyıllardır bu kısır döngünün
sadeleştirilemez paydası...
son baharın, son yaprağı düşerken gülümsemek gibi..
şimdi sana ne söylesem ellerimde ufalanıyor
gittin biliyorum
kal diyemediğim için
gittiğinden beri kendi bedenimi
acıyla terbiye ediyorum
temyize gidemesin diye
yürürlükteki yasaları değiştiriyorum
canım sıkılıyor..
’’canım nbr?’’ demeyi özledim..
şimdi buz gibi iki kelime
devlet dairesinde prosedür gereği
dilekçene başlarken ’’sayın’’ demek gibi..
ne kadar sayıyorum o üçünçü tekil
ama yüksek mevkilerdeki şahsı...
şimdi sana canım diyorum
ne kadar canımdansın?
korkuyorum
gittim diyeceksin diye
yada
neyse işte..
kaçınılmazlığı ertelemek için uğraştık durduk..
sabah oluyor işte..
sıradan fani kullar olarak hala bunu değiştirmeye yetkimiz yok..
ve biz hala başka kayıp ruhlara aşığız..
ve sen gelmiyorsun diye
kendi canımı yakıyorum
açıklayamıyorum
seni çıkardıktan sonra hayatımdan
geride kalan boşluğa
mantıklı bir doluluk uyduramıyorum...