35
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3529
Okunma

Mihrican eğ başını bugünlerde geçecek
Işığa benzer ışık,düşe benzer bir düşten
dönerken,durdum...
Kıpırtısız gece
saydam kaldırımlar
sağanak yağmur...
çok eski bir şarkının doğum gününde
üşüyen bir ceketle
hücrelik bir adımda...durdum...
eğimli zaman duvarındaki devleri
dehşetli bir mızrakla...vurdum...
masada bir kelebek,kanadında bir şiir
dönüp gelenbir nehir,güvercinler ve yollar
kırıldı takvimlerde,görünmez oldu şekil
dağ glayölleri,menekşeler ve yıllar
ilerlerken ,
durdum...
kıpırtısız gece
saydam caddeler
ve pencereler
cam kırıkları halinde öldüler
rüyamda üşümüşüm
hüznüm bir cep aynası
yansıtıp düşürmüşüm...
kocaman bir hikaye rüzgarı bir parmağı
kitapta mum yanığı beni saran gümüş ten
bana sarılırken
durdum...
kıpırtısız gece
saydam kaldırımlar
kanlı pencere
yüreğimi götürdüler öğle üzeri
bir kanlı gül içinde
bulutsular yığıldılar
ışıklar mı dökülüyordu bilmem
güvercinler mi ağladılar...
yüreğimi götürdüler
pencerede kül
sonbahar yapraklarını kararttı
güneş kanatlarını
kanlı bir pencerede şimdi
esmer hüzün asılı
tarlada kurşun
havada kum
güvercin gözlü aşıklar
şimdi içimde
hangi sevgiler yok
hangi sevgiler var?
balkonda saatlerce yağmura kan dokudum
kitaplarımı yedim ağlıyorum sandılar...
yıldızların peşimden sürüklendiği gece
içime zehir gibi çöreklendi acılar...
uyanışım
gökyüzünde bir sabah
turnalarla olacak
ne bir ses,ne bir ışık
hıçkırıkla karışık
turnalarla bir sabah
Limon bahçelerinden
dağılan bir serinlik
ölümü anlatacak
dağılan bir serinlik
turnalarla bir sabah
gökyüzünde olacak
29.ncu sonbahar
geçiyorken şafaktan
vurulacak !
yalnız şafak kalacak
gökyüzünde bir sabah...
kıpırtısız bir gecede
saydam kaldırımlar da yürüyen fotoğraflarla,yüreğimin kanını döküyordum
elimde ki
siyanür çiçeğine...
öptüğüm an öleceğini bile bile...
ayşegül aşkım karagöz
(rüzgar çanları)