2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1324
Okunma

Ne zaman aklıma düşsen
Anım bir bıçkın, bir girdap
Bütün şartlarım, sözlerim alt, üst
Işığın dersen şıvgın, zamanım nekadar berbat
Ne kadar uzağım şu an kendime
Rüzgarı yırtıp giden tren
Siren avazı, dağılırken gökyüzünde
Sesimi duyur gibi oluyorum, raylar üzerinde
Bir akşamüstü, pek sevmediğim bir an
Güneş ha battı ha batacak
Dağlardan gelen kekik kokusu
Gül kokan yaban çiçeği
Rüyamda beni sana götürüyor
Sanki isyanlarda yolculuk ettğim tren
Sabahın kör şafağında
O darmadağnık saçların
Düşsel yaşamıma gülerek
El sallıyor gibi bana, buğulu pencereden
Mavilikler içinde gökyüzü
Bulutlar, elbise biçilmiş gibi duruyor
Ve zaman raylar altında eziliyor
Rüzgar sivri bıçak ucu gibi
Böğrüme işliyor sabah ayazı
Ağac gölgesi suya vururken
Sarmaşıklar dolanmış gövdesinden sarkan
Bacası vakur evler
Yolları taze çimenler arasından geçen
Biraz daha aşağılarda
Bitmez tükenmez kadın ve erkekler
Çember olmuş, telaş içinde
Tarlalarda çalışırlar
Bana bir gün bağışla
Özel bir gün olsun
Ne bıçkın ne telaşlı
Mısra, mısra olsun kenarları nakışlı
Soğuktan pek üşürüm
Güneşini unutmayasın
Kekik kokusunda bir aşk, her taraf
Nilüfer yaprağı gibi, bir gün geniş
Çam uçlarına düşen tozpembe yağmur
Ve bir telaş içinde
Ters yöne akan sular
Yokluğun
Senin olmadığın,
Yöne giden bir TREN.
Kemal Keçeli