3.sayfa faciası gibi aşk yüreklerde,
onun üzerinde resimler,
satın alınmayı bekleyen ucuz etiketler,
pahalıya satılması arzulanan bir markası da yok aşkın...
hızla tüketmeye müsait bir hali ise hiç yok...
oturmuşum tepede bir taşın üstüne,
çıkan savaşı izliyorum,
cinsellikle aşkın kavgasını,aşkla paranın kavgasını,
anlık yaşamak varken,neyin emeği diye şaşırmış bakıyor cinsellik,
aşk ne kırgın ne üzgün öyle...
ona inanan benimde kalbim kırık!
korkuyorum aşk şarkıları dinlerken artık,
çağın en büyük aşkı para için mi yazıldı,
bende bu tüketime yardımcı mı oluyorum diye
inandıkları için savaşmaya hazır ben,
savaş boyalarımı sürüp,tırnaklarımı çıkaracağım çıkarmasına da,
bu savaşta ne kadarda yalnız hissediyorum kendimi...
zaten kendime savaşçı ararken de midem bulanıyor,hastalanıyorum,
zengin koca diye öğütleyen annelerden,
ucuz içki sofralarında paylaşılan özel anlardan,
’hepte pilav yenmez’ sözünün yerini,
dünya mutfağının almasından...
pilavdan dönenin kaşığı kırılsın di mi ama?
aşk evliliği değil,mantık evliliği zırvalığından,
benim olsun benim olsun diye çocukluktan kalan o bencillik oyunlarından,
gece uyuduğunu sabah tanımayandan,
ödüm kopmak üzere aşık olacağım diye...
ben mi batsız bedeviyim yoksa dünyamı değişti,
ben mi gerisinde kaldım hayatın...
güzel şiirleri sevdim ben aşka dair,
samimiyetle yazılmış şarkıları dinledim yüreğimle,
tuttuğum eli,öptüğüm dudağı unutmak istemedim yıllarca...
korkularımın üstüne gideyim istiyorum,
korkular çoktan sarmış dünyayı...
gitmeden geliyorlar üzerine üzerine insanın...
tek kişi kalıncaya kadar savaşmaya hazırım ben,
aşk hala kutsal...aşk hala derinlerde bir yerlerde,
şiirlerin hala en güzel dizeleri aşk için söylenenler...
hiçbir gün ceketi iliklemeden geçmeyeceğim aşkın önünden...
ben korksamda cesaret edebilenlere hayranlığım hep sürecek...
aşka saygı ve sevgilerimle...