7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
851
Okunma
Küçücüktün,
Daha dün gibi hatırlıyorum
Çoraplarının yırtığı dizlerinde
Düşmelerinin delili,
Üç değil, beş değil,
“Dinlemedim seni yine” diyordu
Yüzünde canının acısıyla karışık
Suçluluk duygusu...
Benimse yüreğim,
Dizlerinde atıyordu
Kanı kurumuş çiziklerden
Bebekliğin bakıyordu...
Küçücüktün,
Daha dün gibi hatırlıyorum,
Mutlaka çıkardı okul çantandan
Susamları dökülmüş
Bir parça simit
Ya da mevsimiyse
Üç beş yeşil erik
Bensiz boğazından geçmeyen...
Sonra,
Büyüdüğünü, serpildiğini
Fark etmeye başladım
Yabancı bakışlarda
Sen evrim geçiriyordun,
Ben sessiz çığlıklarla
Bunalım...
Bir yandan da gururlanıyordum
Bu ülkenin gerçeklerini bilerek,
Çocuk ağzından çıkan
Ayağı yere basan,
An gelip meydan okuyan
Cümlelerini duydukça...
Ve ben seni,
Delikanlı, mert kızımı
Gözümü kırpmadan
Gönderdim gurbete
Güvenle,
Telefonda sesini duydukça,
Gururla...
Ve yıllar sonra,
Almaya geldiğimizde seni
Bana yabancı,
Sana dost ağızlardan duyunca
Övgü sözcüklerini,
Bitti sıkıntılarım...
Emeklerim boşa gitmemişti
Sen artık hem eğitimli
Hem de insani değerlere sahip
Gencecik bir fidandın...
Bana verdiğin her öpücüğün,
Her sevgi sözcüğünün,
Her güzel evlat bakışının
Bin katı senin olsun bebeğim...
Bu acımasız yolda
Yanında, inançlı yoldaşın,
Gönlünde seni hakeden sevgili,
Doğru hayat arkadaşın
Yolun açık olsun çiçeğim...
Son sözüm ciğer parçam;
Sana,
Senin için çok teşekkür ederim...