13
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2399
Okunma
Meleksiz bir gökyüzü düşünülebilir mi?
Anlaşılmak ve anlamak...
Geçmişi benimle aynı kefeye koyma dedim
Sen anlamadın...
Anladığında bu hikaye çoktan bitecekti...
Oysa son trene daha bir asır vardı
Ayağım takıldı
Düştüm, kanadı içim...
Keşke beni anlasaydın...
gölgen düştü kağıtlarıma, titreyen kirpiklerince
kelimeleri savurmayı kurtuluş sandın yeteneksiz şairlerce
ve
aşkı bundan ibaret bildin anlamsız şiirlerce...
gece ayazını salmamışken ıssız evlerin camlarına
batmış bir güneşin matemini tutuyordu gün
ve içimde ayarsız bir saat
yaklaşıyordu alnına düşen yazının karasına...
kendince sebepler uydurdun mutlu olmak adına
-belki iyi ettin-
perdelerini yırtmadan bu alemin şehirlerine
gözün kesmedi o kapıdan girmeye
koyulukların en koyusuna batmışken düşlerin
ruhun şarap... bedenin harap...
yudum yudum içtim
kesik kesik soludun...
kendine kurduğun tuzaklara
küfrettin her bastığında diyar-ı uzaklara
dudaklarında renksiz çığlıkların biri bin para
ve sesin vurmazken duvarlarıma
gözlerimi diktim
gölgen ile birlikte selamladığım bilmem kaçıncı şafağa...
Gökay Birkan SUCAKLI
* d_i_l_e_k ’ e yardımları için çok teşekkür ediyorum...
5.0
100% (1)