Gidene yol yakışır
Tüm umutları dilinin altına saklayıp
Susup kaçar sen kokulu şehirden
Uzun, uzun anlatmaya gerek yok bu öyküyü
Yaşandı bitti der, kaldırır atar tozlu raflara...

Top atıp, camı kıran haylaz çocuk edası vardır satırlarında
Bir veda mektubu bile bırakmadan düşer yollara ardınsıra
- bakmadan

Kimi zaman kurşun yemiş tabelalara denk gelir gözleri
Kimi zaman yar hançerini yemiş yüreklere...

Dilden dile geçer sözler
Sözler söz olmaktan çıkar artık
İşlenir kan denen mürekkeple...

Susmazsın bilirim şair,
Sen yolların delisi
ben ise seni anlatan kirli kalemin sahibi...
Ellerim sana bulaştı ya bir kez
Günahların en büyüğüsün sen şimdi...

Çektin gittin, hiç sormadın
Kızkulesi aşıklarına
Marmara’ya kanat çırpan martılara
Bir de Kadıköydeki simitçi, sakın unutma...


Sormadın ulan işte
Sormadın kahrolası
Çektin gittin öylece

Gidene yol yakışır
Kalana yeni yoldaş dedin
Çektin gittin
- be şair!..

Şimdi
Gözkapaklarım bir balıkçı oltasına yem olurken
Tüm yalan sözleri bırakıyorum bir kenara
Kaldırımlara düşüyor dudaklarım
Islanıyor elimin ayasındaki coğrafya

Susmuyor bulutlar
Susmuyor ulan işte,
Ağlaşıyor rüzgarla...


Gidene yol yakışır
Dönene envai çeşit işkence
Şimdi ne söylesem yalan olacak
Gözlerinden başka be, gözlerinden başka.....


G.B.S. Alen...

Forumedebiyat Dergisi 4. Sayıda yayımlanmıştır...