1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2957
Okunma

Bi bilsem,
Bi güvenebilsem,
Bu muammanın ortasındaki ben miyim?
O zaman uçsuz bucaksız aydınlığım,
Karaltılarla şekillenir…
Bilirim ki kuytularımda sen varsın.
Bilirim ki, ne kadar üşütse de yağmurun
Vazgeçmem gezinmekten,
Ne de olsa alışmışım fırtınanda
Asude asude dolaşmaya…
Gecelerini bekler gündüzlerim
Kızıl saçlarım dağılmak ister…
Bi bilsen ne kadar yorucu,
Hep aydınlık, hep gündüz…
Senin korkularını yaşamak isterim,
Ama seninle…
Sıcak bir örtü olur korkuların üzerime,
Sensizliğin korkusu ne soğuk bilemezsin…
Uykularım uykularına bırak çare olsun,
Korkularım korkularınla abad olsun…
“Aydınlık” diyorsun; bende bir yangından ibaret
Her yer aydınlanırken, yakıp kavurur beni bu hasret…
Sıkıldım, yoruldum kalabalıklardan,
Gözlerin benim için bir lütuf, bir ikram…
Yanlış şehirlere de gitmek isterim,
Elimi sıkı tut yeter ki, en güvenilir yerdeyim…
Ne ölmeyi, ne de korkunun zerresini bilirim…
Acılarını dindirir, olmadı acılarını severim…
Sevincim kovalar sevinçlerini,
Yakalayamasa da
Ellerin bana uzansın yeter böylesi…
Aşkım…
Gülüşlerimdeki taze baharları özlemeyecek misin?
“Tatlı bir müzik gibisin” derdin ya hep,
Beni dinlemekten vaz mı geçeceksin?
Aşkım…
Anlaşılmazlığımda bulurdun kendini hep,
Şimdi bensiz nereye gideceksin…
Aşkım, ölemem ben…
Kalbimde kalbini taşırken, ölemem…
Git deme bana,
Gitmek ölüm…
Kendimi değil seni düşünürüm…
Ama öldür bizi dersen
Kalbini yerine koyar, usul usul yürürüm.
Bir kalbini verirken,
Bir de giderken,
En çok ben ölürüm…