16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1694
Okunma

Buralar benzemez şehere
elimiz, avucumuz neyse o kadar dünya
Mozart çalmaz radyomuzda
kilim motifli aşklar dokunur
dudaklarımız ağıt çekerken
sinemiz halaya katılır
toprak kokar her biyerimiz
nedense!
puslu sarı ışıkta kalır düşlerimiz...
topraktan damlarda
boyası soluk pencerelerde
kaç kez balçıkla sıvadık rüzgârı
o yüzden duvarlarda kaldı el izleri
parmaklarımı sayar dururum
o gün
bu gün
bir büyüsem küçüklüğümü unutsam
bitse içimdeki sürgün!
köy kaderini eker toprağa gün be gün
bulutlar gözlerini bırakır çok kez berekete
çamurdan kaplar çatlak ellerde şekillenir
karnı çıkık testiler yüreğimizdir en genişinden
ağzının darlığı dilimizi tutmaktan
belki de
kara topraklı canımızdan...
odun yanar kuzinelerde
kimi tezek
babam sırtına yükler hayatın küfesini
anam tarhana kokutur
ne zaman düş kursam yılların önünde
oturur dalgın yanım
eski pencerede yenilenir umutlarım...
bakmayın küçüklüğüme
hayallerim öyle büyük ki
saysam bir daha saysam
yetmez parmaklarım...
Neslihan YAZICILAR
Fotoğraf. İsmail Ertin