5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2630
Okunma
AKARSUYUM
bir akarsuyum ki
fışkırmışım bir kaynaktan
haberin yok mu
tepelemeden geçiyorum
uğramadığım limanlar var uzaklarda
uyanır her zaman kuşluk vakti
edepsiz efendiler yüzünden
bin türlü dert yüklenir
şahlanır darasıyla birlikte
bir akarsuyum ki
dumanı olmayan ateşler icat ettim
hırçın olurum bahar vakti
haberin yok mu
sessiz harfleri sildik defterimizden
kardeşimdir dağların pınarları
ve geçerken köylerinden memleketimin
töre kurbanı çığlıklar duyarım
iş başındadır cehalet
topraktan yorgan örter dilsiz sevdalara
ve dökülünce notaları bir çoban kavalından
taş olan yürek çatlar
ve biter gecenin koynundaki misafirlik
gönüllü yıldızlar parıldaşır rivayet tanımayan ışıklar saçarak
beklemez sonbaharda yaprakların düşmesini
yerden göğe kadar haklı bir sevdaya bulanıp
hatırda kalmış bir türkü gibi
baş kaldıran hikayelerin
baş oyuncusudur
sonuna kadar direnen
sonuna kadar aç
ve sonuna kadar tok olan
feriştahsız bulutların gölge yapan gücüyle
sofrada yerini alan bir ekmek gibi
düşerim yollara
bir akarsuyum ki
cehennemden çıkmışım haberin ola
tutuşturmuşum bir fakiri
peynirsiz
zeytinsiz
ekmeksiz bir fakiri
serpilince yüreklerine haksız bir hüzün
ve işgalsiz sevgileri coşunca tarihin bir vaktinde
ne gam duyarlar ne keder
sağ olsun bir dünya için vardırlar
vazgeçmişlerdir çocukluk aşklarından
yazmak yok edebiyatlarında tozun pembe halini
ve söylemek yalanı bir nisan şakasında
sadece akıp gitmek var
terbiye görmüş kavgasıyla
bir dağdan
bir ovaya