4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1250
Okunma

Sahibi sen olsanda ne değişir artık
Vakitler yalnızlığa kurulmuş bir kere
Aşk dediğin koskoca bir karanlık
Yanlışda olsa gönül sevmiş bir kere
Şimdi yalnızlık rıhtımının son yolcusu,
En intizar sevdaların gönül solcusu,
Tüm günahlarımla cennetlerin borçlusuyum...
Karanlık sokaklarda, sokak arkalarında,
Yanmayan lambaların ışıksızlığında,
Köhne yaşamın arsızlığında,
İnsanların aldırmayan yüzlerinin suratsızlığında,
Sebebli sebebsiz acılardayım...
Anlatılmayan dediğim, bilsemde söyleyemediğim,
Kimselerden birşeyler beklemediğim yerdeyim...
Dilsiz, kör, sağır yol bilmeyen, iz süremeyen
Söz dinlemeyen bir halde
Görülmeden görmeden, söylemeden söylenmeden
Kendimde...
Duymadığı cümlelerle şiirlerde...
En ağır sevilerle şairlerde,
Kalbim yandığında meyhanelerdeyim.
Boşuna arama beni, ben senin bildiğin ben değilim...
Benim bu halim kader de değil felekte,
Ne yaşarsam hepsi acı tatlı yürekte
Ne söylersen söyle, duymadan dinlemekteyim...
Geç de olsa herşey böyle benim kalbimde
Ne diyorum bilmiyorum sözler, dilsiz dilimde .
Bir garip sevda mektubu elimde,
Göz görsün diye beklemekteyim...
Kimseler değil bende,
Ben sadece benim.
Gitmek çözüm olsada
Hep gittiğin yerdeyim...
Garibim elimde benim gibi ’’kör sağır dilsiz’’bir asa,
Yürürüm hayat köprüsüne önüme ne çıkarsa!
Bu yıllar böyle su gibi akıp kaçarsa
Bugün olmasamda mahşer günü,
Elbet seninim
Seninim
Seninim....
İsmail Yılmaz