53
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
4859
Okunma

Kaç zamandır gebeyim
bu şiire
ne kalem yazdı
ne de yürek dayandı
acı gidişini
dizelere dökmeye
sümbüllü mahallesinin
çocuklarıydık..
hiç ayrılmazdık
iki can
tek yürektik
ikimiz de severdik
maviyi
aynı gün doğmuşuz
aynı yollarda koşmuşuz
ve
ilk defa aşık olmuştuk
o mavi gözlü adama..
nasıl da gülmüştük
acıyla karışık
birbirimize anlattığımızda
kardeş bilirlerdi bizi
sen
’ önce ben teyze olmalıyım’ derdin
bense
bembeyaz bir gelinlik düşlerdim
çok şey istemişiz be Firdevs
ne sen yiğenini görebildin
ne de ben gelinlik giyebildim
uzun yaz gecelerinde
gökyüzünü seyreder
denize benzetirdik..
martılar uçururduk
ay ışığının koynuna..
her yıldız kaymasında
dilekler tutar
umutlar büyütürdük
geleceğe
içime doğmuştu sanki
kan ter içinde
kabuslardan uyanmıştım
o gecenin sabahında
söz vermişti
kahvaltıya gelecekti
bekledim
bekledim
’ bu uykucu kız ekti beni’ dedim
nerden bilirdim
gece yarısı
beyin kanaması geçirip
hastahanede can verdiğini
nefesim boğazıma gömüldü
yer gök başıma çöktü
kefene sarılıydı
cansız bedeni
o gün bu gündür
sevmiyorum
ne varsa
beyaz olan
ne varsa
ölümünü hatırlatan
senden sonra
hiç arkadaşım olmadı
halimden anlayan
hüznüme
sevincime ortak olan
yapayalnızım be firdevs
olmadı
bu böyle olmadı
vedasız gitmezdin sen
hele bensiz..
bakakaldım ardından
öyle çaresiz
söyle Firdevs
söyle
canını alan azraile
söyle
beni de alsın öteki tarafa
usandım artık
bu dünyanın derdinden