2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1304
Okunma
Yaşamın aynasında ne kalmışsa gördüğüm
Sanki hepsi bir hayal, sanki hiç yaşanmamış
Düşünceler bilmece, duygularsa kördüğüm
Dün geride kalanlar bugünü hiç anmamış
Bir an ki hüküm süren, meydan okur zamana
Peşimdeki gölgeler varlığıma izdüşüm
Islak bir martı gibi sığınmışım limana
Bir yangın ortasında, ısrarla üşümüşüm
Zifir karanlık gece esir almış beyazı
Boyandıkça soluyor, çırpındıkça batıyor
İşte hüzün tuvali, işte isyankâr yazı
Fırça palete mahkûm, kalem efkâr satıyor.
Yokluğun dünyasında varlık zerrede kalmış
Eğriye boyun eğmiş, gizli kalan doğrular
Hepsi başka biçimde ümitsizliğe salmış
Zihinlere set çeken, cevapsız tüm sorular.
Tenha bir gece vakti gökyüzüne uzanıp
Sessiz bir çığlık gibi yıldızlarla konuştum
Arza sirayet eden yalanlardan usanıp
Yalın düşler içinde, hakikatle buluştum.
Âlem benim, yol benim, heybeme ömür sığar
Bu çile deryasında yandım ama pişmedim
Artık eserse essin, ruhu savuran rüzgâr
Ben dalımdan kopsam da, henüz yere düşmedim.
Sabır ve sükûnetle, menzil olsa da ırak
Düzlüğe çıkar yolum, ne yokuş, ne de eğim
Sahtekâr bir dünyanın perdesini yırtarak
Aç kapıyı ey hayat, ben geldim diyeceğim.
EMİN ZEYBEK
25 Aralık 2008
Çalı-BURSA