6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2175
Okunma
Başlıyor mu bitiyor mu şu gün bilemedikçe,
Satırlara taşıyor, sataşıyor kelimeler.
Parmaklarının sıcaklığını unutan zavallı kafam,
Islah olacak gibi değil seni düşündükçe.
Ve değiştiremeyecek olmanın verdiği çaresizlikle
Başlıyor gene:
Burada en güzel çiçekler açmış olsa kaç yazar!
Sen dağların eteklerinde hasret bir güle.
Banaysa sadece yokluğunun kokusu çiçek.
Bozkır boz da olsa kır değil işte.
Sen gene de beni düşün hayatım,
Yaza inat kış çöktükçe.
Bende sabahlar bildiğin gibi alaca ılık gene.
Sen serin yatağında açarken gözlerini bensizliğe,
Üç beş güvercin belki pencerende,
Derdine ortak olabilseler keşke.
Çünkü destek olacak huzur kalmadı bizde.
Teselli gülüşleri iltihaplanıyor içimizde
Sen gelemedikçe,
Meraklar bitmiyor bekleyişler de.
Ardında senden kalan huylarınla biz sabahlara kadar,
Bir o yana bir bu yana,
Dönüp duruyoruz pişmanlıklarla.
Ne övünebiliriz ne ölebiliriz.
Tüm bu hengamenin sonunda,
Sen bir sabah buralara geri döndüğünde,
Göremeyeceksin bu sokakları yaralar içinde.
Karanlık sana tanıdık gelse de bisikletçinin önünde,
Göremeyeceksin tuzu fazla selleri o köşede.
Bilmeyeceksin asla seni kaybetmekten korkmayı,
“Çok şükür bilemiyor.” diyeceğiz sen bilemedikçe.