13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1887
Okunma

Düşlerin buz tutupta kırıldığı bir nokta vardır
Sıfır noktası...
Kimi zaman beynimizin bize oynadığı oyunların esiri oluruz
Ve anlamını bilmediğimiz kelimeler bile dağarcığımızın sınırlarını zorlarcasına dolar dolar taşar...
İşte böyle bir dağarcık bunalımında dökülüverdi dudaklardan şiir...
Soğuk bir gecenin
Sabahına birkaç saat kala...
uzak diyarların
atlas gözlü kızı
özü bir
bir sözü
ölüme götürür suyu
çağlarken gözlerinde
yaş dolu kirpiklerim
sakladığın suskunluk zenginliğindir bilirim...
masal gibi
ki
eski kitaplar yazar
aşk dudağını bükmüş çocuktur ince teniyle...
seyrine daldığım bu şehirin
zehiri genzimi yakar tatlı tatlı
dilimde uçuk tadıyla pamuk şekeri
aklımda son gözyaşı sağanağıyla sen
ne kadar da çocuktuk değil mi?
biliyorsun
masumiyetini kaybetmiş bir oyunun
iki acemi oyuncusuyduk biz
sarmaşıklar bile yıllarca sevişip sarılırken
biz yıllar geçtikçe ayrıldık...
İnanırım
ki
tüm AŞK’lar boş bu şehirde
sokakların resmi gri
siyah ve beyaz daha ne kadar kirletilebilirdi ki...
Gökay Birkan SUCAKLI