4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1302
Okunma

Köpekler işiyor top-akasya köklerine Tophane’de.
Neft’i yapraklarda vampirler dans ediyor.
Hürmüz’ün diş izleri kanıyor
Kara.
Ağlıyor muhacir top-akasya Tophane’de.
Dört-çeker korna çalıyor durmuş yol ortasında.
Ananı- avratını-geçmişini …
Servetini …
Sayıp döküyor minibüsçü,
Yerli avrat tırmanıyor şoför mahalline,
Uh yavrum… Bu ne frikik, taa fercine.
Öyle ya,
Top-hane. Kara-köy. Kule-dibi. Yüksek-kaldırım
Kaldırım-indirim.
Nere memleket,
Ora memleket- bura memleket.
Bütün yollar Roma’ya çıkarmış.
Roma…
Doğu Roma - Batı Roma.
İs-tin-poli/stin-boli/is-tan-bol.
İstanbul.
Gidilir şehir-gidilesi şehir.
Yollar çıkmasa da-giden görmese de
Gidilesi şehir-gurbet olası şehir
Muhacir olunası şehir.
Eller-eller
Yaban eller.
Kobra yalıyor çingenin zurnasını,
Neft tütsülü kubbeler,
Düğüm düğüm gözyaşları boşalıyor yedi denize.
Dişlek yılkı atları-gözyaşı sakaları,
Didişiyor beş kıt’a kendi fışkılarında.
Sen
Türkü söylemeyensin.
İstanbul
Muhacir.
Sen niçin
Türkü söylemezsin
İstanbul’da muhacir.