0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2833
Okunma

Antalya’nın Kaleiçi’nde bir güzel ağlıyordu,
bir canı şişenin dibinde, bir canı çaresizlik içinde.
Samsun’un Kavak ilçesinde bir güzel ağlıyordu.
Telefon direğine sarılı, yığıldı yığılacak yere.
Sel gibi geçti mevsimler, gencecik günler
reçineli günler, karlı boralı günler
yanaklarından döküldüler
parmak uçlarına dizildiler.
Gidenlerin dönüşü yok, kalanlar gidici,
gidiyorlar eyvah gidiyorlar.
Göğsünde bir resim, yağlı-kırık,
göğsünde birkaç isim acı-tatlı, göğsünde acı.
Bu son görüş olmalı,
başlayan tükeniş olmalı.
Salkım saçak ömürler,
debdebeli gönüller.
Omurlar çekemiyor, dizkapakları titriyor.
Hep istemedikler yaşandı zehir zemberek
gözün aydın tükendiler.
Tükettiler be oğlum, tükettiler.
Samsun’un Kavak ilçesinde
bir güzelim vardı,
ağlayamadı.
Telefon direğine sarılıydı, orda,
üstüne evler yıkıldı,
yıkıldı haneler üstüne.