0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1604
Okunma

bir uzun hava tuttursam
aslanlı düzünde
zigananın gerisinde
sırt versem sarıçamlardan birine
kökler kangal
dallar çengel
ağırşak çiçekleri mor
alaca yerler
sarıca gökler
özgürlük kokar yaylalar
mertlik kokar yaylalar
gençlik kokar
sevda kokar
maranta kokar yaylalar
ağıt olur
hüzün olur
türkü olur
horon olur
geldiği bilinmez
geleceği bilinmez
nesiller boyu
uzanır
yaslanır
dolanır
avazın dalgaları
diriltir yaylaları
kandulisada algıladım teradaki kıyameti
kaç bin yıl oldu
bilinmez
atlantis gömüleli
platon bilmeli
bazen rüyalarımı kirletiyor
menosun acıları
troyalı sarı helen
lepiska saçlı
kuğu gerdanlı helen
yazıklar olsun aşkına kıyanlara
bağışlar mısınız pervasız rüyalarımı
teralılar
ya sen
troyalı helen
acılandım
şimdi
aslanlı düzünde kaval çalmalıyım
avazın dalgaları
titretir kayaları
katanyada
rambla boyunca
yerlere boyadım seni
iki uçuk gitar çalıyordu
lizbonda teho kıyısında
yalın ayaklarım serin sularda
dalgalanıyorsun
ulaşılmaza ulaşmış
öyle benle
öyle benden
gün ağarıyor
apansız
yorganı üstünden koparırcasına
valensiyada
granadada
kartagenada
kimlere sormadım ki
buharlaştın mı
ışınlandın mı
yoksa hangi tazenin tenine bürünüp
öyle sıcak
öyle içten
öyle benimsedik
pervasız
yoluma çıktın hep
sevdalandım
şimdi
aslanlı düzünde kaval çalmalıyım
avazın dalgaları
ürpertir yaylaları
bir april sonu
bir faria günü
guadalgivır sularında
magdalenaya uzandım
güllenmiş
ole tores
ole toredo
hey gidi aslanlı düzü
hey gidi soroylum çimenleri
yakamda kan pıhtısı karanfil
başım dik
yüzüm mutlu
adımlarım gururlu
bir güzel kolumda
bir güzel yolumda
rüzgar ılık
mandalina çiçekleri buram buram
güneş yatık
gölgeler uzun
köpürüyor figan ediyorsun
yirmi kuşaktır
bu kin, bu acı, bu feryat
aşk bu aşk
bitmez marya
zil
şal
karanfil
gitar
şarap
flamenko
etekler uçuşuyor
omuzlar titreşiyor
katmerli farbalalar
karanfil
karanfil
dudaklar tutuşuyor
ole sevilla
ole primavera
nice yıldan buyana
yürekler yana yana
ole gidip de dönmeyenler
ole gelecek
ole ispanya
sevdalandım
şimdi
aslanlı düzünde kaval çalmalıyım
acılarıma tuz basmalıyım
ne yanda alicanın çamlığı
ne yanda boğoç yaylası
astekler, inkalar
melekler şehri
turnagöl
sakızını ver
ayaklarım üşüyor