7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1061
Okunma
Şimdi saçlarına soğuk rüzgâr
Bizim diyarlardan getirdiği
Kar tanelerini bırakır
Üşür saç diplerin
Tenin ürperir
Vuslat uzak düşer.
Şimdi keskin kokusunda tütsünün
Ortalığı doldurur buhur
Burun direklerini sızlatır
Titrer nefes tellerin
Tenini ürperir
Vuslat buharlanır.
Ne zamandır güneş çavmayan
Kuz bahçelerde söner ömrüm
Ne yana dönse
Sancılanır,
Ten irkilir
Vuslat ertelenir.
Ne zamandır ardında durulan
Bir umuda sızar damlalar
Her adımda Aslı’nın elbisesi
Çözülür ve düğümlenir tekrar
Ve acısı kadar
Ve acısı keder
Ten yanar
Vuslat ertelenir.
Sonra çiseler dökülür buluttan
Arta kalan son mısraları ağıttan
Hasrete hasetler karışır
Sözler dizilir lügatten
Ve hicranlara karışır
Bütün renkler
Beyaz: kar
Siyah: yar
Sadece tekil çekilir acılar
Ten tutuşur
Vuslat ertelenir.
Sonra
Mevsimler, sözde hayırsız
Vakitlere döşer bedduaları
Ardı sıra bahar muştusu
Adı sıra sıcak tutkusu
Saçlarında kırağı artığı düşler
Uyanır düşünden
Söz ateşe döner
Ten kaynar
Vuslat uzak düşer.
SİNAN YILMAZ