1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2125
Okunma
uyuşuk ayaklarım alışmış düzlüğe
yeşil çimenlerde yürümeye
bir gün salakca sakatladım
sanki yarı bionik adamım
bugün denizi yeni keşfetttim
çocuk gibiyim
kasımda antalya
antalyada kasım
gökyüzünde açılmış kırmızı yuvarlak bir yara
çalışıyor parlamaya
ak bulutları yaka yaka
resim sergisi daha kalkmamış muratpaşa
sanki yeniden canlamış
eskilerin antalya
çok teşekkür o ressama
bugün deger gibi geçen bütün yaza
inebilsem denize tek parça
yaşamam gerekli denizi doya doya
kim yapmış bu merdivenleri salaş
yine de hiç yoktan iyidir ya
agır telaş içinde insanlar
sonbahar artıgı
kimi genç kimi yaşlı
herkes tek başına
sevgiler kalmış uzaklarda
insanlara yabancı
işte denize son basamak
baktım duraksayarak
ne kalmış gençliğimden geriye
çogu uçmuş falezlerden
yazdan arta kalan bir gün
esmekte hafiften hafiften
işten ayrılmış emekli birden yanıp sönen maviliğe
bir kaç kara karga
bagırarak yaptı dedikodumu
sırtüstü yüzdüm yüzdüm
akşama dogru kırmızı bir kaşar kalıbı
dagların ardından saklıkente geçti
denizle balıklarla bir tek ben
birden herkes yokoldu
sonra yeniden çıktım falezleri
yavaş yavaş sindire sindire manzarayı
hafif sızladı sakat sol ayagım
kasımda antalya
antalyada kasım
kimbilir ne zaman gelirim bir daha
yenge beni ayıplama
bakma öyle
sanki şanssız oltacı
ucuz şarap tadı
kuru ekmek takırtısı
sahilin sabah kokusu
artık bana haram oldu
dünyada bulunmaz hiç bir yerde
böyle bir akdeniz olgusu
özlemleriyle buluşturur herkesi
ögretir bilmeyene dostlugu
kasımda antalya
antalyada kasım
arada bir gelmek mutlaka gerek
antalyada geçen böyle bir gün
sanki bir ömür demek