Bana güneşin isyanını
Dolu dizgin koşan gölgemin
Neden yere kapaklandığını
Ay’ın ayrılık şarkıları söylemediği
Gecelerin utancını
Anlatabilir misin

Bir yağlı boya tablonun
Fırçasındaki gökkuşağını
Rüzgârın gruba bıraktığı
Aşk mektuplarını
Ne varsa bildiğin
Anlatabilir misin

Yağmurun
Dudaklarıma kondurduğu
Yaramaz ve çapkın öpüşünü
Kirpiklerime zamansız takılıp kalan
Hüznün gölgesini
Ya saçlarıma yağan karın anlamsızlığını
Anlatabilir misin

Çözebilir misin kördüğüm olan
Mısralarımda sancıya tutulmuş
Acıların neden olduğu
O sezaryen doğumları
Derya sanıp da bir zamanlar
Hayranlıkla dinlediğim sözlerinin
Neden birdenbire
Duvardaki çatlaktan sızan
Bir ıslaklık olduğunu
Anlatabilir misin

Ya kuytularında kaybolduğumu düşünüp
Gölgesinde serinlediğim o yeşilin
Bir orman değil de
Sahte bir karanlıktan
Başka bir şey olmadığını anlayan
Gerçekle yüzyüze gelen
Oysa sevdasını ölümsüz bilen
Bir kadının yürek acısının
Ayrılıktan da
Ölümden de
Aşktan da zor olduğunu
Anlatabilir misin

Uzakları yakın eden
Bir parmak dokunuşu kadar
Karşımda bildiğim Yâr
Hangi roman yazar
Hangi otobiyografi anlatır
Yaşadığım sahtekârlığı
Sen
Yama yapabilir misin yüreğime
Yırtılan, kırılan bir kalbi
Hangi iğne diker

Şimdi başını ellerinin arasına aldın
Düşünüyorsun biliyorum
Boş ver gitsin
Boş ver
Varsın papatyalar açmasın
Gün aydınlanmasın
Her şeye rağmen
Hayat devam ediyor işte
Yeter ki yalanlar olmasın

Eylül GÖKDEMİR