2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
55
Okunma

Düşer hep içime, gecenin hüz(ü)nü
Deşer yüreğimden, hasret okları
Gecelerim gizler, solan yüzümü
Issız bu şehirin, dar sokakları...
Yıldızlar kayarken, umudum yıkar
Rüyalarımda sen, hasretin çöker
Dinmez gözyaşlarım, çağlayıp akar
Issız bu şehirin, har sokakları...
Sensizlik üşütür, karlı dağlarım
Deryalara akar, durmaz çağlarım
Viran olmuş sanki, sel de bağlarım
Issız bu şehirin, zor sokakları...
Gökyüzü karanlık, bulutlar yasta
Yağarken yağmurlar, şu gönlüm hasta
Yüreğim hazanda, yüreğim kışta
Issız bu şehirin, kar sokakları...
Cehennem ateşi, sanki sol yanım
Düşerken geceye, hüzünde tan’ım
Seherin yelinde, savrulur canım
Issız bu şehirin, kor sokakları...
Düğümlenmiş dilim,gözlerim yorgun
Gelmedi infazın, bitmedi sorgun
Sen bana dargınsın, ben sana kırgın
Issız bu şehirin, sır sokakları...
Duymaz kaldırımlar, yürek sesimi
Keser fırtınalar, firak sesimi
Görmez! veriyorken, son nefesimi
Issız bu şehirin, kör sokakları...
Kimbilir vuslatım, gün olur gelir
Geride tatlı bir, tebessüm kalır
Yaralı yüreğim, muradı alır
Issız bu şehirin, yâr sokakları...
Duvarlar örülmüş, kale önümde
Sevdan yüreğimde, dert her günümde
Sevda türkülerim, yanar sinemde
Issız bu şehirin, sur sokakları...
Doğmuyor sabaha, sımsıcak güneş
Buz tutmuş ellerim, kara kışımda
Karanlık geceler, susma! sen konuş
Issız bu şehirin, kir sokakları...
Düşer ise yolun, yürek yoluma
Girer ise kolun, bir gün koluma
Akar aşk pınarım, senin soluna
Issız bu şehirin, pür sokakları...
Hasretin tütüyor, bak can hâlinden
Büküldü şu boynum, senin elinden
Dalında kuruyan, açan gülünden
Issız bu şehirin, sar sokakları...
Söğüdün dalları, eğmiş başını
Leylâsı mecnuna, çatmış kaşını
Denizinde yosun, tutmuş taşını
Issız bu şehirin, vur sokakları...
Erdinç SERT
5.0
100% (4)