1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
31
Okunma
KARDELENLER AÇINCA
Oralar senden çok uzakta,
ne mevsimler tükettik bizsiz.
Zemheride geldi çattı zaman,
üşüyen gönlümüzde ince bir telaş.
Kardelenler yine açar mı ki…
Oysa bekleyecektik kış sohbetlerini,
bacamız tüterken gülümseyecek,
suskunluğa bile ısınacaktık.
Derin hayallerin onmaz geçmişinde
onaracaktık yaralarımızı,
adını anmadan bile kanayan
o eski yerler vardı içimizde.
Ah bizi bizden eden o amansız sevda,
hangi deftere seni,
nasıl karalayacağım şimdi?
Silmek de yetmez, yazmak da…
Uzaklar çoğaldı senden sonra,
takvimler yoruldu beklemekten.
Soğuk, adını ezberlemiş gibi
kalbimin kıyılarına vuruyor.
Bir kış daha sustuk biz,
sözler sobada kül oldu,
dumanı tüten anılar kaldı geriye
gözlerimizden başka ısıtan.
Umut oysa,
en sert toprağın altında bile
yol bulmayı bekleyen
inatçı bir tohum değil miydi?
Sevda…
Bizi bizden alan o eski hüküm,
ne tamamen silinir
ne de aklanır satırlarda.
Sadece öğrenirsin
adı geçince içinin sızlamasını.
Bir defter kapatırım bugün,
karalamadan, yırtmadan.
Belki de en doğru vedadır bu:
Hatırlayıp susmak.
Ve bilirim,
bir gün yine açar beyaz bir çiçek,
kimse sormaz geçmişi.
Kardelenler açınca
kışın bile bir kalbi olduğunu anlarız.
---
13.12.2025 | 09:15
Not:
Bazı vedalar gürültüyle değil,
sessizce filizlenir…
Tıpkı kardelenler gibi.
5.0
100% (2)