0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
39
Okunma
Berlin’de bir pazar günü
Kendimden daha kutsal bir söz bulamadım, bu yaman evrende
Narsist damarım çatlar, alnımdan vurdular
Çağla zamanıydı baharın ,bir uykunun en güzel yanıydı
Bir insan binası yıkıldı zihnimde
Sevişti şiirler enkazlarla
Cam kırıklarına bastı zarif ayaklarıyla ,kadınlar ve ölüler
Meraklı bir serseriydim
Berlin’de bir pazar günü
Gizledim o gün içimdeki kıvrak ezgileri
Anımsadım o gün, deniz yıldızlarını ve sahipsiz giden ölümleri
Sözcüklerimle başkaldırmayı öğrendim,cetvelle kirli tırnaklarıma vuranlara
Öğrendim, odun yığınlarından ,pürüzsüz ,aziz kalemler yapmayı
Berlin’ de bir pazar günü
Düş duraksadı ve yara aldı
İsrafil’in surunu bekledim
Güneş ve ay durdukça yukarıda
Yabanarısı kondu bir güle
Gül renkli bebekler doğdu
Ve paradokslar doğurdum ,içimde boşalan kentlerden
İşte dedim!
Trajedimde bir çift göz,kanıyor en zayıf yerinden
Tutukladılar, ellerimdeki illegal zamanı
Bir çağa veda ettim
Direndim,
Nefretim, ilhamım ve şiirsel güzelliğimle
Berlin’de bir pazar günü
Çıplak ayaklı ,esmer bir keder dolaştı usumda
Yürümek ya da yürümemek
Buydu işte tüm mesele
Gül buğusu bir hayat beklemekte
Sildim, yazgımdaki bir vahşet kabilesini
Oysa siz bilirdiniz
Ayaklarım, korkunç bir ejderha ağzı
Yırtıcı kancalar uzar parmak uçlarımda
Berlin’de bir pazar günü
Yeni bir dünyaya veda eden mevsimler kuşandım
Kısalıyordu ,usulca
Günler, geceler ve yıllar..
Biraz sonra götürecekler bir genci
Saçları düşecek umutlarına
Ve Berlin’de beyaz bir sessizlik...
5.0
100% (1)