Fikir alış verişleri kalemimizi pekiştirir, iyi ya da kötü her eleştiri de farklı bir yerden kendi şiirimize bakmamızı sağlar bana göre. O nedenle ışığı yansıtacak her pencere önünde saygıyla dururum....
amma ;)
"Şiir ne kadar gerçekse, o kadar kanıtlar kendini düşüncenize de katılıyorum. Ama bunu nesirde işlemek ile nazımda işlemek farklıdır. nesirde bir şekilde ( zaman ve alan geniş olduğu için ) işlersiniz ve estetik kaygınız yoktur . Oysa şiirde bunu işlerken kelimeleri ince ince seçip inci gibi dizmelisiniz dizelere. Zaman ve alan dardır ve siz en güzelini bulmak zorundasınızdır. Çünkü şiirse gaye yazılan her şey şiir olabilir yazanıntasarrufunda. Ama güzel şiirse derdimiz, şiirin sesi, ses uyumu, ritmi, akustiği, dinamizmi, vurgusu ve estetiği yabana atmamalıyız. Bütün bunların bulunduğu toplam bir bütünlüktür güzel şiir."
güzellikte kaliteli olmak zorunda bundan çıkardığım. örneklemek gerekirse süslü püslü bir kadın yanınızda oturuyor ve sadece havadan sudan konuşuyorsunuz zaman geçmek bilmiyor... yine aynı masada güzel ve zeki bir kadınla oturuyorsunuz. Politikadan, siyasetten, edebiyattan, sanattan kısacası yaşama dair bir çok temayı konuşup dinliyorsunuz, dinlettiriyorsunuz iki taraftan da alınan yeni bilgilerle zaman bir çırpıda geçiyor. Kapıdan çıktığınızda güzelliğin sadece o zamanı geçiştirmek maksatlı olduğu ama o kapıdan ayrıldığınız her adımda konuşmalar hala içinizde tekrarlıyorsanız sizde bıraktıklarıyla güzelliğin kalitesini yaşıyorsunuz. Şiir de sadece ses uyumu, ritmi, akustiği vs...yeterli gelmiyor bu durumda.
"Aşk sevda ve benzeri duygularda gerçekçiliğin risk taşımadığını , hemen hemen herkesin benzer renk ve şekillerde tarif yaptığını söylemişsiniz.. Ben buna katılmıyorum. Evet bir çok kişi benzer renkleri yaşar ve benzer tarifler yapar. Ama düşünün ki bu benzerliklerden bıkmadık mı ?Şimdi bizi etkileyen üslup ve farklılıkları düşünelim. Benzerlikler midir yoksa farklılıklar mı ? Ben kendi şahsım adına, hangi konuda olursa olsun şiirin beni alıp bir yerlere götürmesini ya da beni allak bullak etmesini isterim ki o şiire güzel şiir diyeyim.
Güzel şiirin önce işlek bir dili olur. Doyurucu, ve etkileyici bir anlatımı vardır. Az kullanılmış sözcükler ve orijinal imgeler, mecazlar barındırır bünyesinde… Ya da günümüzde sıkça kullanılan sözcüklere farklı anlamlar yüklemek gerekir.Güzel şiirin derinliği , tadı, rengi olmalıdır vs."
" benzerliklerden bıktık derken zaten beim ifademe geliyoruz. Elbette dozajları farklıdır ama maalesef ki gece= ay, gün= güneş, aşk= kırmızı bunların dışında kelime oyununa gitmek zor geliyor çoğuna. O nedenle bunca benzerlikler . Bir atölye çalışması başlatılsa mesela bir kelime verilse, ve bu kelime kullanılmadan onu anlatan bir şiir yazılmak istense ama bu aşk, sevigli, ölüm gibi değil... farklı kavramlar ya da mana tezatlığında yapılsa inanıyorumki çok farkı şiirler çıkar ama bu yapılmıyor işte. Oysa şiir tembelliği sevmiyor ama bu tip yaz, ekl yorum bekle, kurdele aldı mı almadı mı, aman buna yorum yapmayayım yoksa gelir benim şiirimin altında beni de eleştirir tarzı çekimser paylaşım mantığıyla nereye, ne kadar da ilerleriz ?
Şiirde gerçekçiliğin risk taşıması duygusallık karıştırılabilirliğiyle düşünülmemelidir.Belki yapım olarak şiirde yumruğu indirmem gereken yerde, elimi uzatıyor olabilirim ama o yumruğun inmesini bekliyorsa zaten okur ben istediğimi vermişimdir gibi algılarım, tersini yaptığımda da hayal kırıklığına düşürmüş olsam da "keşke şunu deseydi" de ki o keşke de sanırım tarz olarak renk gösterir.
sabah sabah değil 24 saat böyle konuşmalar olabilir, nasılsa 24 saat şiir yaşanıyorsa :)