2
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
44
Okunma
Neredeyim zaman?
Dört duvarın yükseldiği,
köşeli, gri; bazen de kirece boyalı,
bir labirent değil miydi içinde olduğun?
Neresi şimdi bu ışıltı; nereye çıkıyor bu yolların sonu.
Bu gelenler, yanımdan geçenler,
uzaktan görünenler…
Bu yüzlerdeki insanlar, insanlardaki yüzler…
Tebessümler diyecektim sanki; tebessümler…
Bu taşıtlar, direksiyonunu tuttuğun araba…
Oturduğun sandalye, önündeki masa, az önce bitirdiğin kahve…
Neresi olduğunu bilmediğin bu dünya.
Neresi bu uzuvlarının uzandığı, uzakların çok yakın olduğu yer.
Eczaneler, kafeler, hastaneler…
Evindeki tabaklar, koltuklar, hem de kitaplar…
cebindeki sigara, tablandaki izmarit
Yanından geçen ambulanstaki sen misin yoksa?
İki dünya arasındaki bu sıkışıklık, sirenler eşliğinde mi armağan sana?
Tam olarak nerendeyim zaman?
Geçmişten geleceğe,
Gelecekteki o güne,
O günden bugüne, bugüne!
Sanki daha çok şimdiye, tam da şimdiye.
Neredeyim zaman?