3
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
174
Okunma
Gece, siyaha meyleden bir sır saklar…
Ve ben o sırrın tam ortasında,
Kara bir gülün yapraklarına düşmüş bir nefes kadar yalnızım.
Kırıldı talihim, bir uğultu gibi içimde,
Sen geçtin ya kalbimden, gölgem bile eksildi benden.
Sol yanım hep üşür oldu,
Adını anınca bile sızlıyor damarlarım,
Sanki her hecesi bir çizik,
Yılların üstüne atılmış soğuk bir imza.
Belki de sen, karanlığın en sessiz rengiydin,
Ben ise hep sana dönen bir pervane.
Yandım, söndüm, yeniden yandım…
Ama hiç aydınlanmadı kaderimin koridorları.
Kara gülün güncesiyim ben,
Her yaprağında bir acı, her satırında sen.
Kime söylense sızlatır içini,
Ama en çok beni…
Kara gülün güncesiyim ben,
Silinmeyen bir iz oldun tenimden.
Yakıp da geçtin,
Ama geçmedi kalbimden.
Geceler hep sana varıyor sonunda,
Düşlerimde bile arkamı dönsem düşerim içinin uçurumuna.
Senin sessizliğin bile bir ağırlık,
Taşır taşımaz omuzlarım.
Ah be sevgili…
Bir gülüşünle sarsarken dünyamı,
Bir susuşunla yıktın beni.
Yazmadım kimselere bu yangını,
Sığmazdı kâğıtlara, taşardı göğsümden.
Bir gün döner misin diye sakladığım umutlar,
Şimdi birer küle dönmüş,
Rüzgâr bile hatırlamaz izlerini…
Kara gülün güncesiyim ben,
Her yaprağında bir acı, her satırında sen…
Tenimde dolaşan bir silüet,
Kalbimde susmayan bir lanet.
Kara gülün güncesiyim ben,
Sen gittin ama gitmedi yangın içimden…
Gece kapanır, ay döner yüzünü…
Ama ben yine aynı yerdeyim:
Sana açılmış, karanlığa yazılmış
Bir güncenin en siyah satırında…
5.0
100% (4)