0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
63
Okunma
Rüzgârın kırık cebinde saklı
Paslanmış bir kıvılcımdım ben.
Göğün kenarında asılı duran
Uysal karanlığa çarpa çarpa
Öğrendim yeniden doğmayı.
Toprak, suskun bir bilgedir aslında;
Ayaklarımın titrek adımlarını
Köklerine şikâyet etmedi hiç.
Yine de her düşüşümde gizli bir ırmak fısıldadı:
“Diren, çünkü akmak aynı zamanda kendini taşımaktır.”
Zaman, ince bir bıçak gibi
Gölgemi soydu üzerimden,
ve ben anladım:
Karanlık, ışığın soluk kardeşiyse
umut da insanın kendi içindeki en inatçı yaradır.
Bir gün
Dizlerimdeki çamurla, yüreğimdeki islerle
Durdum dünyanın uğultusu karşısında.
Kafamı kaldırdım;
Gökyüzü çekildi, ufuk genişledi, ben genişledim.
O anda
küle dönmüş bütün sabırlar harlandı. içimde
Ve öğrendim:
Direniş, bir çığlık değil,
Bir kora tutunma biçimidir.
..
5.0
100% (1)