0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
44
Okunma
Ben sana beddua etmem,
Çünkü ben kimseye acı dileyemeyecek kadar
Ömrün tokadını çoktan yemiş biriyim.
Ama bu hayat…
Ah bu hayat,
Bana yapmadığını sana yapsın isterim.
Bir gün, sıradan bir akşam olsun…
Odanda ışık loş,
Kafanda bin bir hesap,
Kendinle kavgan gürültün bitmemiş.
Telefonunu eline al,
Parmakların istemeden kaydırırken
Benim bir fotoğrafım çıksın karşına.
Gülmediğim,
Ama güldüğüme inandığın bir fotoğraf…
Hani sen yokken bile
Sana iyi geldiğini sandığın o anlardan biri.
İşte o an dur.
Dur ki hayat, içindeki hesabı önüne koysun.
Ve fısıldar gibi,
Kendi sesinden bile utanır gibi söyle:
“Ben bunu ona nasıl yaptım?”
Sana söz,
Benim vicdanım rahat olur o gün.
Çünkü o cümleyi kurabilen herkes
Aslında kendi cehennemine ilk adımı atmıştır.
Gözlerin dolmasın istemem,
Dökülsün isterim.
İçinde sakladığın ne varsa
Hepsi dışarı çıksın,
Seninle inatlaşmayı bıraksın.
Çünkü insanların içini en iyi
Yarım bıraktıkları temizler.
Bir insanı kırınca
Kırıldığın yerden değil,
Kırdığın yerden sınanırsın.
Ve sen şimdi
Benim sustuğum yerden sınanacaksın.
Hayat seni,
Benim aklıma geldiğim anlar kadar
Dar bir yere sıkıştırsın.
Dizlerin titreyene kadar otur o köşede.
Kalbin,
“Keşke yapmasaydım” cümlesinin ağırlığını taşıyamayacak kadar
Yorulsun.
Ve ben o gün hiçbir şey yapmam.
Ne ararım,
Ne sorarım,
Ne de bir cümle yazarım sana.
Ben susarım.
Çünkü bazen bir insanın duyduğu tek gerçek,
Kendi sesidir.
O ses sana şunu söylesin:
“Kaybettin.”
Basit bir kelime gibi görünür belki
Ama senin için bir ömür ceza olsun.
Bu hayat sana
Benim çektiğim kadar değil…
Benim sustuğum kadar
Pişmanlık versin.
Sen,
Benim fotoğrafıma bakıp
Kendi kendine bile itiraf edemediğin kadar
Derinden yan.
Ben beddua etmem.
Ama pişmanlık,
En iyi bedduadır.
Ve seni,
En çok o yaksın.
Kadir TURGUT
5.0
100% (1)