7
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
131
Okunma

༺C ═──𖠄᭄͜͡──═C༻
❦ Ne kasıt taşırdın ne de bir tuzak;
Yalnızca zorunlu bir mevsimdin, Zamanı dolunca usulca solan.
Sen o kışı ardında saklayan ihtişamlı dağ,
Ben ise gölgesinde donmaya razı, gönüllü bir teslimiyetim,
Sana ayrılan hernefes, o kadere benden önce eklenmiş bir bitişti.
❦ Benim varlığım, o keskin sona giden yolda bir gölge durakmış meğer,
bir anlık nefes.
Sitem etsem ne yazar ki; nehir yatağını değiştiremez,
mecbursa denize doğru akmaya.
❦ Sen, benden önce değil, doğanda var olan o kadim yasanın sesiyle
son mühürü vurdun, en kaçınılmaz tonunla gittin.
Ben seni yanıltıcı bir parlaklık sanmıştım, oysa yıldız tozundan ibarettin.
Yıldızın yazgısı, en hızlı yanmak, en çabuk sönmekmiş meğer.
Ateşini alıp gittin, sessizce aramızdan çekilerek;
Ardında kalan külde ne bir iz kaldı ne de bir değer.
❦ Biliyordum, her birleşmemiz sadece geçici bir molaydı.
Ben suyun dinginliği, sen ise rüzgârın en deli hali.
Bizi bölen kural, aynı kapta duramayacağımızın o büyük haliydi.
Bu yüzden her dokunuşun, bir ayrılık haberiydi kalbime;
her gülüşün, içinde derin bir vedayı saklardı.
Senin ruhun bu dünyaya ait olmayan bir misafir,
kendi göğüne dönmek için beni bir durak sandı.
❦ Şimdi anlıyorum; bu yıkım senin elinden, gidişinden gelse bile,
Sen, bir araçtın sadece, o büyük kadere hizmet eden.
Bir ormanın hüzünlü ve sebepsiz yangını gibiydi bu son.
Yüreğimde taşıdım o yıkımın ağır adını;
ne bir adalet aradım ne de senden bir intikam.
Sen ki, bu aşkın son hükmünün zorunlu failiydin,
ve ben, o yasağı sessizce kabullenen yaralı benden.
❦ Cemre Yaman
༺═─── 𖠄᭄͜͡───═༻
5.0
100% (12)