12
Yorum
36
Beğeni
5,0
Puan
252
Okunma

__Bu perondan akıp giden, benim ömrümün son nehridir,
Her vagon, seninle dokuduğumuz bir yalanın kefenini taşıyor.
Bıraktığın boşluk; ne bir duvarın engeli, ne de sonsuz bir uçurumdur,
O, ruhumun artık var olmayı dahi unuttuğu bir iklim oluyor.
Demir raylar, şimdi kefenlenmiş kalbimin üzerinden bir iz gibi geçiyor,
Ve her kıvılcım, göğe yükselmemiş ahlarımdır, yakılan mektupları yakıyor.
Seninle başlayan her bir mevsim, bu son trenin uvertürüyle bitiyor,
Sanki Tanrı, bu vedayla bizi varoluşun en başından azlediyor.
Bakma öyle, bu bir elveda sahnesi değil, bu bir kurban sunumu,
Bu, yaşadığımız her şeyi ebedi bir sükûta terk etme ânı.
Unutulmuş bir ahit, zamanın dışına mühürlenmiş bir yasın hükmü,
Aldın giderken benden,
kendi külüne dönmüş ruhumun kalanını.
Camda son kez titreşen o flu yüzünün hayali,
Bir mumun son nefesi gibi eriyor, sisin beyaz kefeninde.
Şimdi yutkunuyorum; Söylenmeyen son kelimenin o tekli şekli,
Bir buzdan hançer gibi saplanıyor yokluğunun tam şurasına.
Makine inliyor, ölüme koşan soğuk bir canavarın ağıdı,
Vagonlar uzayıp gidiyor, kırılmış bir yemin zinciri gibi.
Korku değil bu, kalbimin damarlarından süzülen son kanın adıydı,
Seninle birlikte çekildi; nefes almayan, yavaş ve dipdiri.
Boşluk öyle keskin ki, gökyüzünden düşen kırık camlar gibi batıyor,
Ne bir fısıltı duyulur, ne bir yalvarış yankılanır artık.
O loş istasyon ışığı, sonsuzluğun karanlığına doğru akıp gidiyor,
Bende sadece, geri dönmeyecek bir hiçliğin yansıması kaldı.
Ben artık ne bekleyenim ne de gidenin lanetli yası,
Ben, sadece peronda zamanın unuttuğu bir gölgeyim.
Üzerimde bu trenin, bu ayrılığın kırılmaz karası,
Ne bir nefes alıyorum ne de kendi kıyametimde var olduğumu biliyorum.
Ne bir gelecek kurabilir bu gözyaşıyla ıslanmış enkazdaki ben,
Ne de geçmişe dair bir tutam ateş kaldı elimde.
Seninle birlikte yıktın içimde sonsuza ördüğüm o mabedi sen,
Ve şimdi oturuyorum, bir destanın sonu olan kendi temelinde.
Git ve sakın dönme, bu istasyon sonsuzluğun mezarlığı şimdi,
Burada kalan her şey, gözyaşının tuzuyla anılacak.
Son trenle birlikte, içimde bir kıyamet tanığı bildi,
Ben bu enkazda, taş kesmiş bir sabırla seni bekleyecek.
bak şimdi; o rayların tam ortasına,
Son vagonun geçtiği yere bırakıyorum canımı, kalbimi.
Ne sen dönebil, gittiğin o uzak yerden,
Ne de ben çekip alabileyim,
Kalsın orada, paslansın, çürüsün senin bıraktığın enkaz gibi...
Cemre Yaman
5.0
100% (17)