2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
115
Okunma
Vay bana vay…
Zamanın döngüsünde unuttu beni talihin rüzgârı,
eski bir tılsım gibi çatlıyor ruhumun duvarları.
Ayın soğuk ışığı alnıma mühür basar,
küllerinden doğmayan kuşlar gibi beklerim sabahı.
Gölgeler konuşur tünün derin avlusunda,
ismimi fısıldar eski bir efsanenin dili.
Yıldızlar düşer omzuma;
her biri, senden kopmuş bir hatıradır sanki.
Sen…
görünmez bir pelerin gibi dolaşırsın kırık sezgilerimin kıyısında.
Kalbimin zifiri kuyusuna her inişimde
seni bulurum:
rüzgâra yazılmış ezeli bir sır gibi.
Vay bana vay…
Aşk dediğin,
yaralı bir ruhun içinden geçen ayin,
dilden dile taşınan bir büyü,
kısmet defterine düşmüş yarım bir kehanettir.
Ben artık biliyorum:
Bu yol,
geceyle gölgelerin yaptığı bir anlaşmadır.
Ben,
sana yanmaya yeminli
son dervişim belki de…
Vay bana vay.
5.0
100% (2)