6
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
148
Okunma

GİT ALLAH AŞKIN
Hangi mevsimin yalanıydın sen, hangi baharın?
Yıllarımı bir hiç uğruna harcadım, sen yokken.
Her geçen gün, bu kalpten sökülen bir nefestir;
Senin bilmediğin, senin saymadığın bir kayıp.
İçimde bir şehir, sessizce küle döndü, sen sanıyordun ki,
Ben sadece susuyordum.
Oysa ben, kanıyordum.!
Git, ( ALLAH) aşkına!
Şimdi mi buldun arafta kalan o cümleyi, bu enkazın ortasında?
Çıkıpta karşıma, gözlerime baka baka, nasıl dersin "Seviyorum"?
Bu kelimeyi, o kısacık, o basit sesi,
Ne çok bekledim ben, kaç kez hayalini kurdum?
Senin dudaklarından çıkması için kaç kez öldüm de dirildim?
Biliyorum, sen şimdi gelip
O karanlık geçmişi temize çekmek istiyorsun.!
İçimdeki kanayan yara, bu köz hâlâ ateş gibi yakar,
Senin yokluğun onu besledi, her saat başı büyüttü.
Ben bu sızıyı, o dipsiz hıçkırığı bir kahkahaya gömmedim!
Neden mi? Çünkü o benim gerçeğimdi, benim tek şahidim.
Şimdi sen gelip o yarayı bir anda iyileştiremezsin,
O acı, senin geç kalmışlığının imzasıdır bende.
O "Seviyorum" dediğin şey var ya,
Bir fısıltı değil, bir tokat.
Bütün yitirdiğim zamanın, bütün kırılan umudun tokadı.
Ne diye baktın o zaman öyle sessiz, ne diye sustun onca yıl?
Benim ruhumda açılan o büyük,
o onarılmaz kanayan yarama
Senin sevgin şimdi bir merhem değil, sadece bir yankı.
Boşlukta kaybolan, manasız, acı bir yankı.
Şuan ne söylesen, boşlukta dönüp gelen sestir.
Ne yapsan, ne etsen; o bekleyişin gölgesidir.
Ben o kapıyı mühürledim, anahtarını denize attım,
Artık ne bir umut filizi, ne de bir hayal yeşerttim.
Senin bu geç kalmış itirafın,
Bir ölüye can vermek gibi;
Nafile bir çaba, sadece sarsıntı ve keder.
Bana unuttuğum yolları, yaktığım köprüleri hatırlatıyorsun.
Oysa ben, seni çoktan sessizliğe ve tozlu raflara kaldırdım.
Gönlümün haritasında senin adın, silinmiş bir kıta şimdi;
Ne bir liman, ne de bir pusula işareti var.
Bu saatten sonra gelen her sevgi, sadece bir boşluk doldurma oyunu.
Ben yoruldum bu oyundan, ben bittim, sen geldin.
Lütfen, o kahkahayı atma yüzüme;
Gülerek geçiştirme bu ağır, bu kanlı hesabı.
Bana mutluluk sunma, bana huzur vaat etme,
Çünkü ben artık mutluluk nedir, unuttum.
Git,( Allah) aşkına! Ben sana dair her izi, dönülmez yollara savurdum.
O gün bu gündür, bekleyişin ızdırabında solan bir gül oldum.
Senin sevgin, sadece büyük bir pişmanlık şimdi;
Yıkılmış duvarların arasında sıkışan, geç kalmış bir haber.
Sadece sus.
Ve bu hüznün ağırlığını omuzlarında bir ömür hisset. Kafi.!!
Cemre Yaman
5.0
100% (4)