0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
22
Okunma

Adıyaman’ın neyini yazayım,
Yıkılmış her taraf toz içinde.
Suyu toprağı, madeni zengin,
İnsanları işsiz sefalet içinde.
Enkaz altında sesi duyulmaz,
Deprem olur, kurtaran olmaz,
Ankara da Adı bile anılmaz,
Adıyaman öksüz yetim içinde.
Merkezinde açık meydan yok,
Sanat galeri sergi salonu yok,
Alışveriş merkezi kültür yok,
İnsanları mağdur yokluk içinde.
Yapılır kültür sanat etkinliği,
Kendi sanatçısına sahipsizliği,
Dışardan gelir sanatçı kılığı,
Sanatcısı var adı yok içinde.
Nemrut Dağında güneş doğar,
Medeniyetin altın güneşi doğar,
Arkeoloji müzesi yok, Ağalar,
İnsanı Aydın karanlık içinde,
Zengini İstanbul Antep’e kaçar,
Antep’ten fabrika iş yeri açar,
Parayı bulan bu diyardan kaçar,
Sanayi var, Fabrika yok içinde.
Adıyaman’ın tek sarı tütünü var,
Düşman göz dikmiş çamur atar,
Kim yerli malı neden yasaklar?
Tek geliri var oda yasaklar içinde.
Âşık TURHAL yazma artık gayrı,
Bozuldu saza vermek gerek ayarı,
Ortalıktan dolaşır bir çok soytarı,
Adı yaman soyadı cile içinde.
Hüseyin TURHAL