0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
51
Okunma
Biliyor musun…
Ben seni hiç isteyerek kırmadım,
Sadece kendimi tükettim.
Sana dokunmadan bile içimde sarıldım;
Yorgun bir gecenin sabahında değil,
Kalbimin en uykusuz yerlerinde…
Bir zamanlar dua ettim,
“Bana bu canı yazan kadere şükürler olsun,” dedim.
Çünkü sen,
Bana verilmiş bir sır,
Düşümde saklı duran bir isimdin.
Ve ben seni bilmeden severken bile,
Hayatıma çiçek diye aldıktan sonra
Gölgesine bile vefalı duranlardan oldum.
Ama kader sustu…
Ben sustum…
Ve sessizlik,
Bizi biz olmaktan aldı.
Aynı göğe bakıp ayrı üşüdüğümüz geceler
Biriktikçe,
Yollar daraldı, kelimeler eksildi,
İçimizde “keşke” diye başlayan ne varsa
Yara payı kaldı.
Hani bazen bir insanı,
Konuşmadığın günlerde daha çok özlersin ya…
Öyle özledim seni.
Adını söylemeye cesaret edemediğim anlarda bile
Ellerini aklımda tuttum.
Bir gülüşün vardı,
İnsanın tüm ömrünü ısıtan.
Ben o gülüşe inanıp yola çıkan
Ama yolun ortasında kendine çarpıp
Paramparça kalan bir yolcuydum.
Ben seni,
Kimselerin duymadığı bir iç sesle sevdim;
Gözlerimin içine değil,
Kaderimin tam kalbine yazılmıştın.
Ve ben,
Her sabah yeniden okuyordum seni
Kırılmış bir ayetin gölgesinden.
Şimdi biliyorum…
Biz hikâyemizi konuşarak değil,
Susarak kaybettik.
Bir kelime daha söyleseydik—
Belki bir merhem olurdu zamana.
Belki bir adım daha atsaydık—
Kader bile utanırdı bu kadar susmaktan.
Ama hayat işte…
Önce alır, sonra anlar insan.
Ve ben bugün anlıyorum ki;
Seni kırmak değil,
Sana söyleyemediğim her şeydi
Bu yorgun kalbin gerçek suçu.
Ey adı bende saklı kalan güzel,
Şunu bil:
Ben seni hiç isteyerek kırmadım,
Sadece kendimi tükettim.
Ve şimdi nefesim kalmadığı için değil,
Seni hâlâ kalbimde taşıdığım için
Bu sözler böyle ağır…
Böyle eksik…
Böyle gecikmiş…
Ama belki de
Her şiir biraz geç kalmış bir itiraftır;
Ve ben bu satırlarla
Yarına değil,
Sana yetişmeye çalışıyorum hâlâ.
Kadir TURGUT
5.0
100% (1)