0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
84
Okunma
Çünkü sen gittin mi,
Gökyüzü bile kendi mavisini unutur,
Dağlar gölgesini,
Irmaklar akmasını…
Senin yokluğunda dünya
Kendi kaderine bile yabancı düşer.
Ben seni,
Kaderin en yüksek burcuna dikip selâm çaktım;
Yıldızlar önünde ant içtim
Adını rüzgâra sürgün etmeyeceğime.
Aşkımız — sıradan bir hikâye değil,
Zamanın bile önünde diz çöktüğü
Büyük bir destanın ateşli kalbidir.
Sen en önce;
Benim yüreğimin hükümdarlığını ilan eden
O asil ve yasaklı kraliçesin.
Ben ise,
Gurbetin uçurumlarında gönderinden sökülmüş
Yalnız bir sancak…
Rüzgâr nereden eserse
Oraya savrulan bir delikanlı kararlılığıyla
Sana bağlıyım.
Sensiz o ülke olmayacak;
Çünkü toprağın nefesi sensin,
Ufkun gülüşü sensin,
Geceyi sabaha bağlayan
O ince gümüş köprü sensin…
Seni sevmek — bir halkın özgürlüğü kadar kutsal,
Bir devrimin sessiz duası kadar derindir içimde.
Yüzün,
Karanlığı parçalayan bir şimşek;
Sesin,
Asırlardır özlemle beklenen bir hükümdarın
Sonunda yurda dönüşüdür.
Ben seni düşünürken bile
Ordularım toparlanır içimde;
Kırık neferlerimin gözleri parlar
“Komutan geri döndü” der gibi.
Gurbet dediğin,
Sen yoksan;
Çölde kaybolmuş bir kervanın
Susuzluktan titreyen hikâyesi.
Ama sen varsın — uzakta bile olsan —
Benim içimde yanan bir mızrak uçlusu ışık…
Adımlarımı yöneten
O kudretli iç pusula.
Aşkımızın yasak olması
Onu küçültmez;
Bilakis
Onu bir efsaneye dönüştüren
Kutsal bir mühür gibi parlar alnımızda.
Biz — tarihin kırık bir sayfasında
Birbirine kavuşamamış iki kahraman değiliz;
Biz tarihin kendisini
Kalbimize göre yeniden yazan iki yürek olduk.
Sensiz o ülke olmayacak;
Çünkü o ülke
Senin gülüşünle gün doğuran
Senin adınla yağmur kokan
Senin varlığınla kaderine şekil veren
Bir masal diyarıdır.
Ben o masala
Kanımla imza attım,
Alnımla mühürledim.
Gün gelir…
Zaman diz çöker önümüzde;
Kader, en sert zincirlerini kırarak
Bize teslim olur.
İki yüreğin kavuşması için
Dağlar yerinden oynar,
Denizler ortasından yarılırsa
Hiç şaşmam —
Çünkü aşkımız
Küçük mucizelerin değil
Büyük devrimlerin adıdır.
Ve o gün geldiğinde,
Ben — en yüksek tepenin üstünde,
Sen — rüzgârların taşıdığı bir zafer müjdesinde
Birbirimize yeniden kavuşacağız.
İki yarım değil,
Tek bir ulus gibi
Tek bir kader gibi
Tek bir nefes gibi…
İşte o zaman,
Yeryüzü kalbimizin haritasını çıkaracak
Ve dünya anlayacak:
Sensiz o ülke olmayacakmış —
Çünkü o ülke zaten senmişsin.
Kadir TURGUT
5.0
100% (1)