0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
82
Okunma
Nasıl büyü bu susarak!
Hiç bozulmasın olur mu!
Kaybolayım peyk olup; düşlerdeki auranda.
Kelebek aptallığında.
Yorgun düşen kanatlarım,
Us’uma hükmetsin, algılarımda yanılgılar.
O kadar derinsin ki, düşümden düşüyorum,
Döşüme mıhlayarak.
Nasıl bir uçurum bu!
Zamanı öteleyen başka bir ölçü.
Çocuk sargınlığı benimki.
Eteklerine tutunmanın biçare halinde,
Beni iteklerken, beyaz ellerinle.
Kalbimi kırıyorsun diyeceğim ama,
Zaten kırılmıştı çoktan.
Merhametine sığınıp; kapı eşiğine gelebilmenin
Yarım mutluluğunda bir kedi masumiyeti,
sevgi dilenme modunda.
Aşağılık duyguları içinde kıvranma davranışı biliyorum.
Tedavisi mümkün olmayan.
Dağılmışım!
Ormanın derinliklerinde sürgüne mahkum edilmiş, güneşe uzanan gün ışığına muhtaç.
Uzanan ellerimi itip, uzaklaşıyorsun.
Yok hükmünün kemendini geçirip boynuma hiçliğin idam sehpasında asıyorsun senli düşlerimi.
Acımasız gülümsemeler eşliğinde.
Süresi dolan bu sevinin bende hiç bitmeyen iç cekişleri boğazımda düğüm olmuş.
İlanihaye sürecek bu sevi, yok oluşumdan sonra, güneşin gülümseyen yüzünde.
Ne sen, nede benim olmadığım zaman diliminde.
5.0
100% (2)