0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
32
Okunma

(Düz Yazı Şiir)
Aşkın ateşi, bir kibrit çakımıyla başlamaz. O, en derinlerde, ruhun en gizli köşesinde kor halinde uyuyan bir ihtimaldir. Seni gördüğüm an, o kor parçası aniden alevlendi. Önce yavaşça yayılan, tatlı bir sıcaklık sandım. Oysa bu, her şeyi dönüştüren, yakıp kül eden, sonra da küllerden yeniden yepyeni bir hayat inşa eden bir güçtü.
Bu ateş, ne ısıtır ne de yakar, o dönüştürür. Önce içimdeki tüm korkuları, şüpheleri, küllenmiş ne varsa onları tutuşturdu. Acıttı, evet, çünkü gerçek, sahte olan her şeyden ayrılırken daima can yakar. Ama o acı, sonunda saf bir parlaklığa dönüştü.
Senin varlığın, bu ateşin daimi yakıtı. Gözlerin, közü harlayan rüzgar; sözlerin, alevi göklere taşıyan kuru odunlar. Bu ateş, sadece bizi ısıtmıyor, aynı zamanda etrafımızdaki her şeyi de aydınlatıyor. Başkalarının görmediği renkleri gösteriyor, sessizliğin ardındaki gizli melodileri duyuruyor.
Artık bu ateşle yaşamayı öğrendim. O, sırtımı dayadığım güvenli bir duvar değil, içimde sürekli yanan, beni ilerlemeye zorlayan bir enerji kaynağı. Bazen bir volkan gibi coşkun, bazen de bir mum ışığı kadar sakin ve derin. Aşkın ateşi, sönmeyen, hep var olan; beni ben yapan, bizi biz yapan o karşı konulmaz güçtür.
Hüseyin TURHAL