0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
59
Okunma

Sonsuz bir akış, toprağın kalbinden sızan,
Bir mırıldanma, dağların eski şarkısı.
Nehir, acele etmeden, kendi yolunda.
Yatağı, onun yazgısı, kıyıları, onun tarihi.
Taşlara çarpan suyun inatçı sesi,
Yosun tutmuş bir anı, köpüklenen bir umut.
Geçen her damla, bir zaman dilimi,
Hiçbir zaman aynı su değilsin, diyor, ama hep o su.
Kıyısında söğütler eğmiş başını,
Gölgelerinde serinleyen binlerce hayat.
Geceleri ay, cam bir ayna gibi,
Gündüzleri, gökyüzünün mavi telaşı.
Götürür kütükleri, atılmış dilekleri,
Kirli sırları ve temiz sevinçleri.
Tüm yükleri alır omuzlayıp, denize koşar,
Çünkü bilir ki, durmak, yok olmaktır.
Nehrin ötesinde bir köy, bu kıyıda bir şehir.
Ayırır gibi görünse de, birleştirir aslında.
O, sonsuz bir yolculuğun adıdır,
Ve her şey, dönüp dolaşıp, ona kavuşur.
Hüseyin TURHAL