0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
35
Okunma

Birkaç düğme, biraz kumaş,
Omuzlara yüklenen
Sonsuz bir tanıklık.
Ceket.
Sırtımda taşıdığım
Tüm o eski fırtınaların
Kalıp tutmuş hali.
Kimi zaman bir zırh,
Dışarıya karşı,
Ruhun görünmez duvarı.
Kimi zaman bir sığınak,
Ceplerinde
Unutulmuş biletler,
Yarım kalmış sözler saklayan.
İlk heyecanın kokusu sinmiştir yakasına,
Son vedanın ağırlığı eteklerinde.
Her leke bir hikâye,
Her yıpranma bir mevsim
Eskiten beni.
Şimdi burada, üzerimde,
Ne tam olarak ben,
Ne de tamamen yabancı.
Sadece bir ceket;
Geçip giden zamanın
Sessiz ve sıcak tutan izi.
Hüseyin TURHAL