0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
88
Okunma

Küçücük, parlak kırmızı bir nokta... Siyah beneklerinle çimenlerin, yaprakların arasında yavaşça gezinen, sanki telaşsız bir seyyah. Senin adın ’uğur böceği’. Neden sana bu adı vermişler? Belki de o minik varlığında sakladığın neşeden, belki de nazik hareketlerinde gizlediğin huzurdan dolayı.
Güneş vurdukça kabuğun parlıyor, bir elmas gibi. Kanatlarını açıp havalandığında, sanki bir anlığına kırmızı bir yıldız kayıyor gökyüzünden. Bir çocuğun parmağına konduğunda, minik bir gülücük yayılıyor etrafa. O minik ayaklarınla yürüyüşün, telaşsız ama kararlı. Hayatın karmaşasına inat, sakinliği ve zarafeti temsil ediyorsun.
Uğur getirmen bekleniyor senden. Oysa senin varlığın zaten yeterli bir uğur değil mi? Doğanın o ince zanaatının, o kusursuz dengenin bir parçası olduğunu görmek... İşte bu, başlı başına bir armağan.
Seninle karşılaşmak, kısa bir an için bile olsa, her şeyi unutup sadece iyiye odaklanmak demek. Teşekkürler, küçük kırmızı mucize. Bize küçük şeylerdeki büyük güzellikleri hatırlattığın için.
Hüseyin TURHAL
5.0
100% (2)