0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
51
Okunma
Sen hiç,
gözün yaşarmasın diye derin derin nefes alıp
gökyüzüne doğru baktın mı…
Oysa gökyüzü bile biliyor artık,
adını anmadan içimden geçirdiğimi.
Bir bakışın vardır,
yalnızca saniyeler sürer,
ama ömürlük bir günah taşır içinde.
Bir dokunuşun,
tüm inançları, tüm sınırları unutturur insana.
Ve ben,
her gece o dokunuşu yeniden düşlerken,
kendimden biraz daha eksiliyorum.
Saklı bir hikâyeyiz biz,
kelimelerden kaçırılmış bir cümle,
yazılamayan bir mektubun tam ortasındayız.
Bir yanım seni isterken,
bir yanım seni inkâr etmek zorunda.
Kalbim günahkâr,
ama sessizliğim masum.
Geceleri en çok ay utanır bizden,
çünkü o da biliyor:
aynı ışığın altında,
birbirimizin hayaline dokunuyoruz.
Ellerimiz birleşmez belki,
ama kalplerimiz aynı ritimde yanar.
Sana “gel” diyemem,
çünkü bir geliş, bir yıkım olur bu şehirde.
Sana “git” de diyemem,
çünkü her gidişin ardında ben kalırım.
O yüzden sessizliğe sığınıyorum,
adını anmadan sevmenin acizliğine.
Kelimeler yetmez bazen,
aşkı anlatmaya değil,
ondan saklanmaya.
Ve biz, her kelimenin içinde biraz daha kaybolurken,
birbirimize en çok susarken dokunuyoruz.
Belki bir gün,
kaderin vicdanı sızlar,
ve yolların birinde karşılaşır gözlerimiz.
Belki o gün,
hiçbir şey söylemeden,
sadece bakarız —
çünkü bazı aşklar konuşulmaz,
yalnızca hissedilir.
Şimdi yine,
gözüm dolmasın diye derin derin nefes alıyorum.
Başımı göğe kaldırıyorum.
Ve fısıldıyorum içimden:
“Bizim hikâyemiz,
göğe sığmayan bir suskunluktu…”
Kadir TURGUT
5.0
100% (1)