1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
87
Okunma
Anladım ki…
susmak bazen kendini korumanın en sessiz hâliymiş.
Ben sustukça sen büyüdüğünü sandın,
ben geri çekildikçe kazandığını.
Oysa ben, sadece yorgundum.
Her açıklamanın,
yeni bir kırılmaya dönüşmesinden bıkmıştım.
Görmezden geldim.
Sen bunu ilgisizlik sandın.
Halbuki bilsen…
her şeyi gördüm ben,
sadece değmeyeceğini anladım.
Çünkü bazen susmak,
bir vedadan daha gürültülüdür.
Affettim.
Ama bu bir “tamam” değildi.
İçimde bir şey öldü o gün,
ve ben onun mezarını affetmekle örttüm.
Sen bunu zayıflık sandın,
oysa ben, kendimi kurtarıyordum senden.
Çantada keklik sanmışsın beni.
Kolay, ulaşılır,
ne yaparsan yap geri dönecek biri…
ama yanıldın.
Ben her dönüşünde biraz daha eksildim,
ve sonunda tamamen bittiğimde
artık dönülecek kimse kalmamıştı.
Sen yaptığının farkında değildin.
Ama ben farkındaydım.
Sessizliğinin ardındaki kibri,
gülüşlerinin altındaki boşluğu,
her cümlenin arkasında saklanan bencilliği
tek tek duydum.
Ben sustum.
Çünkü bazen kelimeler,
düşene tekme gibidir.
Ve ben artık düşmek istemedim.
Şimdi sen hâlâ aynı cümlelerde takılı kalmışsın.
Ben çoktan kendi sessizliğimin içine yerleştim.
Ruhum hafif, kalbim sessiz.
Ve ilk defa…
hiç kimseye kızmadan huzurluyum.
Farkındaydım.
Ve farkında olarak gittim.
Kadir TURGUT
5.0
100% (2)